BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana Sayfaİlginç Bankacı HikayeleriBir bankacının isyanı----

Bir bankacının isyanı

Bir bankacının isyanı
29 Mayıs 2012 - 10:05 www.finansgundem.com

"Mutsuz bankacılar ordusu" başlıklı yazı dizisine gelen bir yorum aslında banka çalışanlarının ahval-i pür melalini açık seçik olarak ortaya koyuyor

"BİR BANKACININ GÖZÜYLE…" başlığıyla yorum yazan okuyucumuzun yorumunu noktasına bile dokunmadan yayınlıyoruz:
Her mesleğin zor ama güzel tarafları var. Olacak da elbet. Bankada çalışıp, görev poziyonun unvanın ne olursa olsun… evini temiz tutmak, çocuğunla ilgilenmek, eşine, kardeşine vakit ayırmak, yemeğini yapmak, eve gidince sofrayı kurmak, vs..vs.. bunların hepsini yapabilmek için kanatların olması ve onlara da motor takılı olması gerekiyor. Hadi bunları yapıyosun. Türkiye’de çalışan 1 kaç milyon memurdan birisin ve müşteri tarafından Cumartesi Pazar yatıyosun lafını duyuyosun. Diğer memurlar yatmıyomu? Cuma akşamı en geç saat 5 te, bırakıp işini alışverişinin ya da evinin yolunu tutarken ben hala buradayım. Sistem yenilenir ben buradayım. Bayramda, hafta sonu, gece 12 de ATM arızalanır ben buradayım. Ailemle hiçbir plan yapamam. Şehir dışına bir kaçamak yapamam. Bırakın kaçamağı yıllık iznimden 7 gün eğile büküle isterim. Vermeyecekleri konusunda tereddütüm sonsuzdur. Tatile gitmek için, çocuğumun doktor kontrolu için ya da kendi rahatsızlığım için hakkım olan yıllık iznimi kullanmak istemem lükstür. Yerime kim bakacaktır? maliyet olur bankaya. Yıllarca izin kullanmadan dinlemeden çalışırsın kimse sesini çıkarmaz. Sen de ne haldesin demez? Ama bir işin olur yarım saat dışarı çıkarsın kırk soru sorulur.. en basiti diş doktoruna gitmek istersin. İşini ayarla öyle çık denilir. Zaten 11 yıl olmuş bu kurumda çalışmaya başlayalı. İşim var diye yarım kalmasın diye işim, dişi kaybetme noktasına geldik ve kaybederek çektirdik. İşimi önemsemeseydim zamanında giderdim bu dişçiye ve dişimi kurtarırdım. Gecelerce çektiğim diş ağrısından da kurtulurdum. Bankaya giriş saati sabah 8,30 dur. Ama akşam ucu açık. Kimin işi var onu beklersin. Bekleyeceğin birisi yoksa işi olan, kesin senin işin vardır. Onu yapmadan çıkmasın. Gelen maillere cevap vermek için çabalar durursun. Müşteri memnuniyeti her kurumda önemli olduğu için her şey onlar için olduğundan müşteri memnuniyetine de çok çok önem vermek zorundasın. Elbette müşterimiz velinimetimiz. Ama müşterinin karşısında ezdiğiniz, aşağıladığınız da sizin personeliniz. Bugün ay sonu ve Pazartesi. Haftanın ilk günü bankalar zaten kıyamet gibi olur. Ay sonu olunca müşterinin çeki seneti Bağkur ödemesi elektrik faturası derken, içerisi dolar. Dolsun elbet. Müşterimiz ile varız biz deriz. Ama şu saatte diğer çalışanlar evlerine gitti bile. Biz ay sonu çalışmalarına henüz başlayacağız en az 2 saat sürecek. Öğretmen fazla girdiği derslerden ek ders ücreti alır. Doktor, hemşire tuttuğu nöbetten, nöbet ücreti alır. Bizde fazla mesai hakkı yoktur. Sözleşmemizde bile yazar. Fazla çalışmalar için ücret ödenmeyecektir diye. Aynı devletin çalışanı değil miyiz. Biz de insanlara hizmet vermiyor muyuz? Verdiğimiz hizmet için aldığımız ücretin yetersizliğini geçtik zaten de, amirlerimiz tarafından destek görüp, takdir edilsek diye umut ediyoruz. Yeni bankacılık şekli, her personelden 1 tane olacak, gişe 1 kişi, arka ofis asistanı 1 kişi. Yetkili 1 kişi, kredi personeli 1 kişi. Herkesten 1 kişi olunca yerine bakacak kimse olmuyor ve hep bloke oluyorsun. Hastalandığımızda bile doktora zor zahmet gideriz, yıllık iznimizi utana sıkıla isteriz. Asla plan yapamayız. Ama son yıllarda iyice çıkmaza giren bankacılık sektöründe çalışmaya devam ediyoruz. Çünkü çocuklarımız var.Onların geleceğini bir şekilde garantilemek zorundayız. Çünkü anneyiz.

ETİKETLER :
YORUMLAR (30)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Fatma11 Ocak 2015 21:54

    Elimizden alınan Yıpranma hakkımız geri verilsin. Yukarıda anlatılanlar yaşadıklarımızın o kadar küçük bir parçası ki.

  • Fatma11 Ocak 2015 21:52

    Elimizden alınan Yıpranma hakkımız geri verilsin. Yukarıda anlatılanlar yaşadıklarımızın o kadar küçük bir parçası ki.

  • Misafir.04 Ocak 2015 21:46

    2015 DE YIPRANMA BEKLEYEN MESLEKLER * Sağlık çalışanlarına her 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi * Öğretmenlere her 4 yıla 1 yıpranma payı verilmesi * İnfaz ve Koruma Memurlarına her 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi Bankacılara???????

  • Celaleddin 19 Ağustos 2014 12:28

    Sevgili meslektaşım banka personelinin (Yönetici altı personelin)sorunlarının çok az bir kısmını ve nazik bir şekilde dile getirmiş.Sosyal haklardan,ücret politikalarına;itibardan,eşit kariyer olanaksızlığına;vb.bir çok konudaki sorunları detaylı eleştiri yapmak için yeterli karakter boşluğu yoktur. Saygılarımla

  • fesih25 Şubat 2014 23:00

    Banka müfettisi Basbakanlik adina yaptigi teftis sonucunu Bankanin istedigi dogrultuda yazdigi icin suan Teftis Kurulu Baskan Yardimcisi.Üstelik yaptigi teftiste kendisine verilen belgeleri dosyaya koymadigi gibi görevini kötüye kullandi.Müfettis Bey dediginiz gibi sap döner keser döner.Birgün gelir hesap döner.Mutlaka dönecek.Kafanizi yastiga rahat koyuyormusunuz.Kimbilir daha kimlerin canini yakacaksiniz.Hani sizde bu bankada mobbing magduruydunuz.Baskalarinin canini yakamayacaksiniz.Ben buna izin vermeyecegim.Calisma Bakanligi müfettislerinde gerekli belgeler mevcut.Bankanin bu konuda kabahatler kanunu kapsaminda almis oldugu bir ceza var.Insan Kaynaklari sözlesmemi fesih ile olayi kapatamazsiniz.Calisan arkadaslarimi bana yaptiklarinizla korkutamazsiniz.Bakanligin size gönderdigi yazi elimizde.

  • Kadir04 Ekim 2013 21:24

    25 yılı doldurmamdan doğan hak edişime 10 gün kala, ikramiye alımını engelleye dönük, kurumsal kültürün iş görüm etik ilkelerine aykırı işlemsel olmamı sağlayan yöneticim Gökhan Tektaş’ın kasti ve bilinçli bir fesih işlemiyle karşı karşıya kaldım. İşten atılımdaki gerekçeli karar performans düşüşü dür. Fiziksel iş gücü tüketimine bağlı olarak seyreden çalışma ortamı içinde oluşrulan işten atılım kararı bulunduğum nokta itibarıyla inandırıcılığı yok eden bir fesih kararıdır. Sıkılmış bir limonun kullanımsal değeri ne kadarsa nesnel karışıma yapacağı etki de o kadardır. Benim bugünkü performansımda o bağlamda görülebilir olmasıdır. Beklentiyi karşılama da ki yetersizliğim bir güç kaybı olarak algılanabildiğinde bu işten atılımın tek başına sonuçsal bir nedeni olamaz? Anayasanın 4857 sayılı iş kanunun 18 ve 17 maddelerine giydirilerek işletilen o maddelerin temsil edimde ki iş görüm hukuksal ruhuna aykırı, etik olmayan bir fesih kararı oluşturmuş olmasını sağlamakla yöneticimin bu konuda fiili bir hak ihlali suçu işlediğini görüyorum. Emeklilik yaşının dolmasına 6 ay kala geçmişte iş yoğunluğu nedeniyle kullanamadığım izinleri de devreye sokarak ağustos – eylül – ekim’ de çalışarak ayrılacağımı sözel olarak beyan etmeme rağmen iş akdimin ihbarsız olarak sona erdirmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. İddia edilen sürede ki performans düşüklüğü geçmişte ki çalışma faaliyetlerimin görülebilir görsel kamera kayıtları kayıt altında olup, araştırılabilinir olmasına rağmen yaptığım talepsel isteme olumlu bir yanıt alamadım. Yüzde yüz işten atılıma dönük kasti olarak yapıldığına inandığım 2010- 2011-2012- dönemlerine ait yapılan performans değerlendirmeleriyle ilgili olarak 03.05.2012’de Bölüm Başkanıma, 22.11.2012’de İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcıma ve Operasyondan sorumlu Genel Müdür Yardımcıma durum bildirir bilgimin paylaşılması sonucunda, Nakit Operasyon Birim Yöneticisi durumunda ki Gökhan Tektaş’ ın kurum içi soruşturmaya uğrayıp bildirimin tarafımdan yapıldığını öğrenmesi sonucunda aleyhime bilinçli bir işten atılımın sürecini başlatıp, üst üste yaptığı performans değerlendirmeleriyle iş gücü ilişkimi sıfırlayarak, sonuç alıcı bir değerlendirme içine girip, rasyonellikten uzak, ilgisiz, alakasız keyfiyeti öne çıkaran bir performans düşüşü oluşturarak ortaya koyduğu tavır iş akdimin sonlandırılmasın da belirleyici bir yaklaşım olmuştur. Yöneticim, işsel süreçlerle ilgili yazılı veya sözlü ne bir savunmam, ne de yerine getirilmesi gereken alınmış herhangi bir uyarı alımı yokken, nedenin sadece aynı işi yapandan daha az yaptığım iddiası ile (çalışma ortamının kayıt altında olduğunu ve kamera kayıtlarına bakılabilir olabileceğini hesaba katmadan ) yanıltıcı bilgisel verilere dayanarak 19.7.2013’de ihbarsız olarak iş akdimi fesihle sonuçlandırmıştır. Birim içi yarattığı mağduriyet geçişlerine, her geçen gün yenilerini ekleyerek mesai süresi boyunca var olan işsel sürecin ortamsal koşullarının bozulmasına katkı yaparak, mevcut işlenebilir iş gücünü atıllaştırarak olması gereken artı değeri, katma değere dönüştürmede engelleyici bürokratik olumu öngören bir birim işleyişi haline getirmiştir.

  • dddd22 Nisan 2013 02:40

    gece 2:40. yıllık iznimdeyim. Hedefler gelmiş. Ben ne mi yapıyorum ? Pazartesiye yetiştirmek üzere hedef dağıtıyorum.

  • Komiksin 03 Şubat 2021 02:36

    Anca dağıtın memurlarda köpek givi o hedefleri tuturmak için uğraşsın

  • halil28 Kasım 2012 17:29

    kesinlikle katılıyorum size,

  • arif12 Kasım 2012 09:10

    bankacılar işe girmeden önce intibak eğitimine tutulmalı, ay nen komandolar gibi, az para ile geçinebilme, hedef tutturabilme, üst egosuna dayanabilme, mobbing, gece 111-12lere kadar ekrana bakabilme, müşteri kaprisine bağışıklık gibi en az 3 ay dayanabiliyorsa devam etsin :) şikayeti varsa hemen yolun başında iken kaçsın kurtulsun, bu işe bulaşan bırakamaz artık, acısı bile bağımlılık yapar :)

  • murat24 Ekim 2012 07:52

    17 ekim yorumcusu, zaten BASiSEN denen sendika var, ama özel bankalar sendika ile masaya oturmak istemiyor.

  • 17 Ekim 2012 11:00

    Bankacılarda sendika kurulması önündeki fiziki engeller kaldırılmalı. sosyal adalet olmadan huzur da olmaz...

  • Emre24 Eylül 2012 09:35

    Herseyi nede güzel özetleyen bir yazı birilerinin bunu herkese duyurması gerekıyor artık robottan farkımız yok.Hep istenıyor

  • 09 Eylül 2012 15:05

    Bu meslek değil kölelik başbakanıma sesleniyorum lütfen görün bu rezilliği gençlerimiz köreliyor ade hayatı bitiyor. 4 4 4 eğitimden öte buna bir çözüm bulun artık!!!

  • finans gündeme mesaj03 Ağustos 2012 13:35

    Bu konuyu7 gündemde tutun,yazılar yazın...

  • Supreme23 Haziran 2012 00:10

    Arkadaşlar,bankaların sermayeleri bu kadar yabancıyken,çalışanın hakkını yemek bu kadar kolayken kimse bizim hakkımızı savunmazz.neden?Çünkü banka maliyetlerini artıran her aktivite sıcak sermayeyi kaçırır ülkeden.çalışan hakkı neymiş,mesai neymiş,bizler sendikalaşması sözleşmeyle yasaklanmış çalışanlarız.ben umudumu kesdim

  • MÜJDAT03 Haziran 2012 15:42

    BİMER SİTESİNDEN ŞİKAYET EDİN LÜTFEN , İŞE YARIYOR, ÇALIŞANLAR OLARAK SESİMİZİ ÇIKARMAMIZ LAZIM,SAYGILARIMLA,

  • özgür30 Mayıs 2012 11:43

    düşünsenize müdür şube içerisinde personelin üzerine dövmeye yürüyor. sinir krizi geçiren personeller,tehditin,küfürün alası...ama işinden olmamak için kimse ses çıkaramıyor ve bu adam hala gündemdeki bir bankanın bursa şubesinde müdürlük yapıyo buna ne dersiniz?

  • 30 Mayıs 2012 11:28

    finans gündem sayfası, bu çok önemli bir konuyu gündeme getirdi.bu konuda saatlerce konuşulabilir. saatlerce yazılabilir. bu konunun üzerine gidilip yetkililerin artık birşeyler yapma zamanı geldi artık. bankacılıkda maalesef personel ayırmak, birilerini iyi yerlere getirmek için bir diğerinin sırtına basmak çok olağan, tamamen yöneticilerle alakalı bir durum. bir yönetici böyle bir şeye göz yumuyorsa personel de şımarıyor tabiki.istediğini her zaman elde edebiliyor.Müşteri memnuniyeti adı altında personelin ezildiği resmidir artık bankacılık.

  • 30 Mayıs 2012 02:01

    Finans Gündem olarak bu konuyu ciddi ciddi işleyebilseniz keşke...

  • 30 Mayıs 2012 01:55

    Müşteri mutluluğu, memnuniyeti gibi kavramlar kalmadı. İç müşteri de dış müşteri de karlılık için sonuna kadar taciz ediliyor. İnsan Kaynakları; tehdit, taciz merkezi haline geldi. Pazarlama ve satış departmanları müşteri tokatlama projeleri üretmekten öte ne yapıyor?

  • ibrahim29 Mayıs 2012 23:46

    ARKADAŞ BİR ALLAHIN KULUDA BU KADAR İNSANIN SIKINTISINI NİYE GÖRMEZ YA DA GÖRMEZDEN GELİR. SIKI BASKI, KÖLE GİBİ ÇALIŞMA, İZİN YOK, ANLAYIŞ YOK, FAZLA MESAİ YOK, ÜCRET DESEN HAK GETİRE, MOBİNG, TEHDİT DAHA NE DESEM. BU İNSANLAR BU ÜLKENİN ÇALIŞANI DEĞİL Mİ? BAŞBAKAN, ÇALIŞMA BAKANLIĞI, SGK MÜFETTİŞLERİ, BDDK, NİÇİN MÜDAHALE ETMEZ, SESSİZ KALIR. ALLAH RIZASI İÇİN BİR EL ATIN, DESTEK OLUN, GÖRÜN BU SIKINTILARI...

  • 29 Mayıs 2012 23:37

    aynen katılıyorum bu bayan meslektaşıma...hatta eksik yazdıkları bile var...milletin parasını düşünürken,faturası ödenmişmi die kontrol ederken , yasal takibe düşmesin die çırpınırken az olan parmızla faturamızı yatırmayı unutur ,saglıgımızı psikolojimizi kaybederiz bankacılık hedefler dogrultusunda yarış atı gibi çalışmak,öle klimalı ortamlarda masa başında çalışmak gibi janjanlı bi meslek deil emek gerektiren bi iştir..

  • abc29 Mayıs 2012 23:12

    boa adlı yorumcu, öncelikle daha kaliteli bir uslupta yazılanlara cevap vermen doğru olur.lütfen uslubunu değiştir.ben kendi fikrimi söyledim.fikirlere de bilgi sahibi olunarak sahip olunur.bankacılar bankacılığı sanki girilince çıklması imkansız başka sektörde çalışılamaz gibi görüyor.her insan ömrünün sonuna kadar aynı sektörde mi çalışıyor?hiçbir şey insanının sağlığı kadar önemli değildir.bu her insan için de öyledir.demek ki bankacılar başka sektörde iş bulabilecek kapasite olmadıklarını düşünüyorlar ve kendilerine güvenmiyorlar.

  • özgür29 Mayıs 2012 18:19

    çalıştığım bankada istediği zaman istediği kadar izin alabilen,sık sık saat 16.00'da şubeyi terkeden bir kadın vardı.bir bankacının yapmaması gereken hataları işbilmezliği ve dikkatsizliği yüzünden sürekli tekrarlayor; ancak uyarılmak yerine bu hataları örtbas ediliyordu.en sonunda terfi de ettirildi.başka bankanın bu sebepler yüzünden işten çıkardığı kadını şube müdürü adeta gözdesi yaptı.şu an gündemdeki bankalardan birinde yaşanan bu olaylara üst yönetim de göz yumdu.bankacılık bu kadar kalitesizleşti artık eminim yazıdaki hanımefendi işini düzgün yapmaya çalıştığı için bu kadar çile çekiyor.başka meziyetlerini kullananlar müdürlerini parmaklarında oynatıyor,izin,maaş,zam konusunda istediklerini elde ediyorlar...

  • 29 Mayıs 2012 16:51

    boa adlı yorumcu kardeşim.söylediklerine aynen katılıyorum. bu saattten sonra nerde iş bulacak da çalışacak bu bayan?? ben de bir banka çalışanı olarak kanunların bankacılardan yana olması gerektiğini ve devlet büyüklerinin bu çalışma şartlarına ve ücret sistemine bir düzen getirmesi gerektiğine inanıyorum...

  • Eski ve İşsiz Müdür29 Mayıs 2012 15:06

    İşin en acısı da gün gelip canla başla hizmet ettiğin kurumun içinde bulunan kendini her şeyin velinimeti olarak kabul eden birisi sadece yağdanlık olmadığın için tüm emeğini görmezden gelip teşekkür edip evine gönderir. Sende sudan çıkmış balık gibi ne yapacağını bilmeden çırpınır durusun. Ya suya, yada boş bir mideye. İş bulmak okadar zor ki. Hele yöneticilik yapmış biri için.

  • boa29 Mayıs 2012 14:04

    abc isimli yorumcu, sen uganda da yaşıyorsun herhalde. O bankada çalışan arkadaşlarımız sanki heryerde iş fırsatı vardı da ona rağmen hâla bankada çalışıyorlar değil mi?yazının sahibi hanım efendi 11 yıldır çalıştığından bahsetmiş. sence bu saatten sonra başka hangi sektörde hangi koşullarda iş bulabilir? şimdiden söyleyeyim biliyorduda niye işe başladı diyede yorum yazmaya kalkma insanlar haklarını aramasınlar mı? yanlış giden çalışma koşullarının üzerine başka nasıl gidilebilir? o nedenle bilip bilmeden sırf laf olsun torba dolsun diye saçma sapan yorum yazmayacaksın.

  • 29 Mayıs 2012 11:34

    bu durumdaki bir bankacının fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı olması mümkün değil.bankacılık mesleği cazibesini iyice yitirdi.

  • abc29 Mayıs 2012 11:31

    bankacıların zor şartlarda çalıştığı aşikar fakat onları kimse orada zorla tutmuyor.ağla ağla nereye kadar ...