BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomi3 ünlü ekonomistten işsizlik yorumu----

3 ünlü ekonomistten işsizlik yorumu

3 ünlü ekonomistten işsizlik yorumu
10 Temmuz 2020 - 18:45 www.finansgundem.com

Pandeminin sağlık ve sosyal hayat dışında ekonomide de en sıcak etkilerinin yaşandığı nisan ayına ait işsizlik rakamları bu sabah açıklandı. 12,8 olarak gelen veri bize ne anlatıyor?

ÖZDER ŞEYDA UYANIK - FINANSGUNDEM.COM

Türkiye'de ilk vaka 11 Mart'ta görülmüştü. Hemen akabinde alınan sosyal ve ekonomik tedbirler, sokağa çıkma kısıtlamaları, bir çok sektörde gelir kaybına yol açtı. Hükümetin ekonomi politikaları çerçevesinde teşvikler ve yasaklar getirmesinin etkileri? İşsizlik ve istihdamdaki değişim ne anlama geliyor? Türkiye bu süreçte dünyada nerede? Prof.Dr. Burak Arzova, Prof. Dr. Emre Alkin ve Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu'na işsizlik verilerini sorduk, ünlü ekonomistlerden çarpıcı yanıtlar aldık...

"İş yaratmakta sıkıntı yaşıyoruz"

Prof. Dr. Burak Arzova, düşüşü değerlendirmeye önce bir bilgilendirme ile başlıyor. İşsizlikteki düşüşün nisan ayına ait olsa da pandeminin en yoğun ayları olan mart-nisan-mayıs ortalaması olduğunu belirtiyor. Bu kadar geç yayınlanmasının dünyada artık terk edilmiş bir yöntem olduğunun altını çizerek anlatıyor:

"Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik rakamları yüksekken nasıl oluyor da işsizlik düşüyor? Aslında düşüş gösteren veri tam anlamıyla bize tabloyu vermiyor. Geniş işsizlikte bakmamız lazım. Öncelikle işten çıkarmaların yasaklanması net veriyi vermez. Asıl önemli nokta hem istihdam hem işgücüne katılımın düşmüş olması ki bu durumun en net açıklaması bu oluyor."

Pandemi süreci dışında yeni iş yaratılmıyor olmasının yapısal sorun olduğuna da değinen Arzova, insanların çok yoğun bir şekilde istihdam dışında kalmasının asıl sorgulanması gereken nokta olduğunu belirtiyor.

Burak Arzova, “Genç işsizlikte yani 15-24 yaş arası nüfusta 2019 yılında %43,1 oranında olan istihdama katılım bu yıl %34,5 oranına düşmüş. Geniş alanda ise yani 15-64 yaş arası istihdama katılım geçen yıl %58,4 olurken, bu yıl %52,4 ve bu aradaki durum verilerde yanılmaya yol açıyor istihdam alanı dışına çıkış yanıltıyor” diyor.

İş arama sürelerinin de önemli olduğunu dolayısıyla iş alanı yaratmakta sorun yaşandığının altını çiziyor.

"Aktif olarak iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile kadınlar ve gençler, büyük sorunlar olmanın yanında ABD'de %72-73 oranında hizmetler sektöründe istihdam yaratılırken, bizim bunu başarmakta sorunlar yaşadığımızın" da altını çizdi Arzova.

Hizmet sektöründeki düşüşün yılbaşından bu yana sürdüğünü pandemide de en çok etkilenen sektör olmasının doğal olduğunu belirten, Prof.Dr. Burak Arzova, inşaat ve tarım sektörlerinde de aşağı yönlü bir hareket olduğunu sanayi sektörünün ise yatay gittiğini belirterek sözlerini sonlandırdı.

Veri yanlış değil ama yanıltıcı

Prof. Dr. Emre Alkin, işsizlik verilerinin toplanması esnasında yapılan anketin kayıt dışını tespit edemediğinin altını çiziyor. Bu sorunun ABD'de de pandemi ile ortaya çıktığını belirten Alkin, “Kayıt dışını tespit edebilecek bir istatistik yok” diyor.

Emre Alkin sözlerini şu şekilde sürdürüyor:

“OECD verilerinde Türkiye'de işgücünün yüzde 42,6'sı asgari ücretle çalışıyor olarak gözüküyor. Bunlar ya kayıt dışı ya da ücretlerin düşük bir kısmı kayıt altında ve bordro vergisinden kaçınılıyor. Kayıt dışı istihdam dolayısıyla işsizlik oranlarının bu kadar yüksek olmadığını öngörüyordum , lakin %12,8 yanlış değil ama yanıltıcı bir oran. İşten çıkarma yasak olduğu için. Asıl önemli olan bu yasaklar ve destekler kalktığında oran kaç çıkacak? Öngörüm %15-17 arasında çünkü bu ekonomik model istihdam yaratmıyor. Yüksek büyümeler yaşarken de işsizlik artıyordu. Yani sorun sistemsel.

Nisan ayındaki işsizliğin temmuz ayında açıklanması çok saçma. Görebileceğimiz en düşük oran bu olacak. İstihdam rakamı düşük. İstihdam edilenler de azaldı anket sonucu ortaya çıkan doğru ama tartışmaya açık. İşsizlik yükselmeye de devam edecek.

Pandemi öncesinde de sıkıntı vardı. İnşaat sektörü kaynaklı yoğun işsizlik oluşmuştu. Sistem değişmeden 9,5 seviyesine inmek kolay değil, hele bu modelle mümkün değil. Emek piyasası 10 yılda ancak düzelir. İşverenler ekonomistleri pandemide anladı. Çünkü gizli işsizlik yaratan bir sistemleri vardı. Geniş alanlarda fazla işgücü kullanmak ciroyu yükseltmiyor. Reel sektörde işyerleri küçülecek, az işçi ile otomosyona dönülecek ama atıl kalan işgücünün evrilmesi için eğitim sistemimizde sıkıntı var.

Milli Eğitim Bakanı'nın “sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa” açıklaması bu yönden talihsiz. İnekleri artık insanlar sağmıyor. Eğitim politikasından başlayan emek piyasasına varan zincirleme bir durum var. Sanayiden atıl kalan emek gücünü dönüştürebilecek durumda değiliz.”

Asıl sorun geniş işsizlikte

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da ana resimde işgücüne katılımın düşmesinin yansımaları olarak işsizlik ve istihdamda düşüşü gördüğümüzü belirtiyor.

“Yılın en sert daralma beklenen 2. çeyreğinde işsizliğin düşmesini iktisatta açıklamak zor” derken, işten çıkarmanın yasak olması, kısa çalışma ödenekleri ve ücretsiz izin haklarının yasal istihdam kaybının önüne geçtiğini ekliyor.

Aslanoğlu sözlerine şu şekilde devam ediyor:

"İşgücüne katılımın 4 milyon kişi azalması en temel faktör, işgücüne katılımın azalması nisan ve mayıs aylarında psikolojik ve sosyolojik olarak da açıklanabliir. Tarımdaki azalma ise izaha muhtaç teknoloji mi kullanılyor? Göç mü artıyor?

Belli bir yaşın üzerinde iş kaybında da başvurular önemli. Yapısal olarak iş bulmanın zorlaşmasının yansımalarından olabilir. Genç işsizlikte iş aramaktan vazgeçme dolayısıyla istihdamdan çıkma oranı düşük, bir yerden başlamak isteyebilir. İş seçme sosyolojik olarak daha az ama yok değil. Kadınların işgücüne katılımı yapısal sorun olmaya devam ediyor.

15-24 yaş aralığında çalışmayan ve eğitimde olmayan kesim yüzde 30 asıl bu büyük bir sıkıntı.

Hizmet sektörü en büyük kaybı yaşadı ve beklenen bir durumdu dolayısıyla anlaşılabilir.
Ekonomi tamamen normalleşince yorumlanabilecek bir veri aslında. 

Asıl önemli sorun ise iş aramayıp çalşmaya hazır olanlar... 4,4 milyon kişi çalışmaya hazır, iş arayan ise 3,7 milyon kişi ve bu bir anomali. Gerçekte iş arayan yani geniş işsizlik tanımında oran yüzde 20 üzeri, bu da çok yüksek.”

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)