Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

Yeni ABD Kongresi’nden neler bekleyebiliriz?

12 Kasım 2014, 10:00 ---

Amerikan siyasi literatüründe Başkan’ın kendisine muhaliflerin çoğunlukta olduğu Kongre ile çalışmak zorunda olduğu ve rutin icraatlar dışında önemli kararlar alamadığı döneme “Topal Ördek” dönemi adı verilir. Geçtiğimiz hafta ABD’de Temsilciler Meclisi’nin tamamının (435 üye) ve Senato’nun üçte birinin (100 sandalyeden 36’sı) yenilenmesi için yapılan ara seçimler sonucunda Kongre’nin her iki kanadında da Cumhuriyetçi Parti üstünlüğü ele geçirdi. Bu sonuçlarla birlikte Demokrat Başkan Obama’nın iktidarda kalan iki yılında “Topal Ördek” pozisyonuna düştüğü ve Hükümetin projelerini istediği şekilde Kongre’den geçiremeyeceğine dair kötümser yorumlar ön plana çıktı.

Bununla birlikte Senato’da yasaların çıkarılması için gerekli olan %60 eşiğine Cumhuriyetçilerin şu anda mevcut 52 sandalye ile (2 sandalye hala belirlenmedi) ulaşamamaları hiçbir partinin tam anlamıyla Senato’yu kontrol edemediğini gösteriyor. Başkan Obama’nın kendisine muhalefet edenlerin çoğunlukta olduğu bir Kongre ile çalışmak zorunda kalmasının ekonomik konjonktürdeki ön plana çıkan konularda sembolik olmanın ötesinde reel etkiler yaratıp yaratamayacağı ise tartışılıyor.

Orta sınıfın çöküşü

Amerikan ekonomisinde küresel kriz sonrası uygulanan Parasal Genişleme Programı’nın olumlu sonuçlarının görülmeye başlandığı, büyüme oranının 3. çeyrekte %3,5’e yükseldiği ve işsizlik oranının ise 2008’den bu yana en düşük düzeye   -%5,8- kadar gerilediği bir dönemde Demokrat Parti’nin bu  yenilgisi sürpriz olarak yorumlandı. Ancak seçim sonrası yapılan değerlendirmelerde artan gelir eşitsizliği nedeniyle ABD’nin ekonomik açıdan bölünmüş bir ülke olduğu ve son 30 yılın üretiminden kaynaklanan kazançların en tepedeki %1’i zenginleştirdiği, kalan %99’un ücretlerinde ise kayda değer bir artış olmadığı vurgulandı. Bu yenilgiye rağmen Obama’nın seçim sonrası yaptığı konuşmada kendisini orta sınıfın savunucusu, gelir eşitsizliğine karşı mücadele eden ve sağlık sigortasının kapsamının genişletilmesi için çalışan tek politikacı olarak tanıtması Cumhuriyetçilere karşı bu alanlarda bir ödün vermeyeceği şeklinde değerlendirildi.

Erken faiz artışı senaryoları

Cumhuriyetçilerin Fed tarafından uygulanan parasal genişleme politikasına karşı olmaları nedeniyle, para politikasındaki baskıyı arttıracakları ve faiz artışının öngörülenden erken bir zamanda gerçekleşeceği yorumları da seçimler sonrası gündeme geldi. BK Asset Management Döviz Stratejileri Yöneticisi Boris Schlossberg, ABD yasalarına göre Fed’in bağımsız bir kurum olmasına rağmen ekonomik verilerdeki iyileşme sürdüğü takdirde Cumhuriyetçilerin faiz oranlarının yükseltilmesi için baskıyı arttıracaklarını öne sürdü. Hatta politik baskı uygulamak için Fed’in denetlenmesi amacıyla bir yasa çıkarılabileceğini ve Obama böyle bir yasayı asla imzalamasa bile Kongre’de yaratılan kavga ortamının Fed’in kamuoyundaki imajı açısından oldukça olumsuz olabileceğini de ifade etti. 

Faiz artışının öngörülenden erken olacağına ilişkin senaryolar yaygınlaşsa bile ünlü ekonomist Paul Krugman bu hafta New York Times’ta yayınlanan yazısında Haziran 2015’ten önce bir artış olabileceğine ilişkin beklentileri “çoğulcu cehalet“ diye eleştiriyor. İşsizlik oranı düşse bile değişen demografik yapı ile birlikte ne ölçüde bir işsizliğin sürdürülebilir olduğu ve daha iyi iş imkanları sağlandığı takdirde ne kadar kişinin iş gücüne katılabileceği gibi konulardaki belirsizlikleri vurguluyor. Ayrıca faizler çok erken arttırıldığı takdirde bunun uzun süreli bir düşük enflasyon ya da deflasyon çıkmazına yol açabileceği, çok geç arttırılırsa da enflasyon hedefinin geçici olarak aşılabileceği gibi asimetrik riskleri de belirtiyor. Krugman, Fed’in enflasyon ve ücret ölçütlerinin de aşırı ısınmış bir ekonomiye işaret etmediğini ifade ediyor.

Uluslararası yatırımcılar ne öngörüyor?

Uluslararası yatırımcılar ise, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki bir Senato açısından gelecek 12 ayı önemli yasama faaliyetleri için bir fırsat penceresi olarak algılarken  sonrasında 2016 başkanlık seçimleri kampanyaları nedeniyle Beyaz Saray ve Kongre’nin herhangi bir konuda uzlaşmaya varmalarını oldukça güç görüyor. Marketocracy Capital Management Fon Yöneticisi Ken Kam, Forbes dergisindeki yazısında, bu konjonktürde Başkan’ın seçimler öncesi kendi politika gündemini daha da genişletemeyeceğini belirtiyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin hem Senato’da Temsilciler Meclisi’nden gelecek yasaları veto edecek, hem de  Kongre’nin her iki kanadında da Başkan’ın vetosunu etkisiz kılacak salt çoğunluğa sahip olamamaları nedeniyle bu durumun liderleri uzlaşma zeminine iteceğini savunuyor.

Fakat Obama ile Temsilciler Meclisi lideri John Boehner ve Senato lideri Mitch McConnel’ın da önümüzdeki 12 aylık dönemde bir uzlaşmaya varmaları beklenmiyor. Bu çerçevede, Senato’daki Cumhuriyetçi çoğunluk nedeniyle yoğun tartışmaların olacağı ancak çok az eylemin hayata geçirileceği bir dönem öngörülse de,  Kam bu eylemsizlik halinin, uluslararası yatırımcılar açısından sürekli fikir değiştiren ya da yanlış yönde ilerleyen bir hükümetten daha tercih edilir olduğunu savunuyor.

ABD ekonomisinin giderek güçlendiği, doların diğer para birimlerine karşı değer kazandığı, enflasyonun %1,7 ile yükseliş gösterdiği, ulusal petrol üretiminin arttığı ve bunun petrol fiyatlarını düşürdüğü  bu olumlu  ortamda  Başkan ile Kongre’nin uzlaşmaya varmaları en  arzu edilen senaryo olarak görülüyor. Ancak bu durum pek mümkün görülmediğinden, anlaşamayan bir Başkan ve Kongre ile mevcut statükonun kurallarının değiştirilmeden uygulanmaya devam edilmesi, ekonomik sektörlerin işlemeye devam etmesi için uluslararası yatırımcılar ve diğer ekonomik merciler  açısından  gerçekleşme olasılığı en yüksek seçenek olarak değerlendiriliyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster