Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Üst düzey bir isim, üst düzey bir tutku...

01 Mayıs 2017, 11:46 ---

Mevsim bahara döndü mü kalem yürek açar.  

Tezahürü cümleler, sayfalardan taşar…

Yazanlar ve yazdıranlar ve yazılasılar tek bir objenin kağıda, mürekkebe, yüklemleri dizeleri, notları iş dünyasının prestiji anlaşmaları italik imzaların başrolü…

Olmazsa olmazı, kalemler. 

Hep sevmişimdir kalemi defteri. 

Ama öğrendim ki sevmek yetmiyormuş. 

Aşk ve huzur ve terapi, merak, araştırma, yatırım, beğeni ilgi ve ötesi. 

Bu haftaki konuğumla Mont Blanc'da buluşuyoruz.

Pırlanta gibi parlayan kalemler dünyasında.

Kapıyı Meriç Atuna açıyor içeriye buyur ediyor. 

Tezgahta kalemler mağazanın daimi müşterisi olduğu her durumdan belli besbelli. 

Her kalem tek tek deneniyor. 

Ardından bir başka isim daha yanıbaşımızda, direkt konuya dahil oluyor. 

Kağıt üstüne denemeler. 

Elbette boş durmuyorum bir yandan anı donduruyorum fotoğraf kareleriyle. 

Enerji bahardan mıdır bilinmez ama öylesi hoş bir atmosferdeyim. 

Kalem hep özelimdir ama bunlar başka. 

Hayranlıkla tezgahtaki kalemleri izlerken buluyorum kendimi. 

Sonrası Nişantaşı’nda Cafe Wien deyiz. 

Röportaj için hazırız ve başlıyoruz. 

Evet karşımdaki isim Meriç Atuna. 

CNR Group, Doğan TV, Show TV, Vestel Bilişim’de üst düzey görevi almış, iş dünyasında bir çok ilke imza atmış bir isim. 

Konumuz bu kez kaleme olan tutkusu. Şimdilerde danışmanlık yapıyor. Satış ve pazarlama konusunda eğitimler veriyor. Ama biz bu kez kalemleri konuşacağız. Çünkü Meriç Atuna bir kalem koleksiyoneri.

Kahveler yudumlanırken soruyorum, nasıl başladı bu tutku? 

“İlk okul sıralarında. Babamın işi gereği Almanya’da okudum.  Oradaki okullarda el yazısına çok önem verilir. Bunun için öğrenciye dolma kalem alma izni verilir. Öğrenci için önemi büyüktür.  İlk dolmakalemime o zaman sahip oldum. Ve o günden sonra kaleme olan tutkum başladı. Ortaokul ve Liseyi İzmir de bitirdim. O esnada Kemeraltı’nda kırtasiye dükkanımız vardı. Kırtasiye de kağıt mürekkep ve kalemlere ilişkim büyüdü. Sanırım yaşam ve yaşadığım ortamlarda bu durumu büyütmeme etken oldu. Sonsuza dek sürecek bir aşk diyebilirim. Özellikle dolma kalemler ve çok özel kurşun kalemler.”

Spor şık ceketin cebini dolmakalemler süslüyor. Bir kadının taşıdığı mücevher misali dikkat çekici. Masa üzerindeki özel çantanın içindeki dolma kalemler ise dizaynıyla rengiyle elinize almadan dahi büyülüyor. 

Ederi ne diyecek oluyorum,  “Paha biçilmez ama meraktaysanız söyleyeyim bu iş  adamı fakir de kılar. Şu anda 20 bin dolarlık bir yatırımdan bahsedebiliriz elbette yuvarlak hesap" diyor Meriç Atuna. 

Elbette koleksiyon sahibi olmak kolay değil. 

Tatlıların tüketiminde kısa molamda soruyorum.

Kalem sizin için ne ifade ediyor?

“Huzur” diyor ve ekliyor, terapi, aşk. “Her kalemin bir ruhu var. Öyle bakıyorum öyle hissediyorum. Hayattaki en büyük tutkum haline dönüştü. Konu kalem olunca her şeyi unutuyorum. Hayat arkadaşım gibi oldu. Dolmakalem bana dünden gelen gelenekleri yaşatan bireyler gibi geliyor.”

Peki ne kadar kaleminiz var ve bunları kaç yılda biriktirdiniz? Yatırımınızı sormuyorum artık biraz önce dile getirdiniz

Her konuşmasını espriyle süsleyen Meriç Atuna konu kalem olunca ciddileşiyor. Masadaki  diğer konuğumuz Taner Bilir,  bu esnada çantasından çıkardığı kalemlerle kağıtlara notlar alıyor, sessizce. O da bir kalem koleksiyoncusu. Meriç Atuna”nın arkadaşı. 

Büyük bir merakla dinlemedeyim.

“Koleksiyonumu oluştururken en büyük yol arkadaşım rahmetli dayım Prof. Dr. Ahmet Eyüce olmuştu.Dayım mimardı ve kalemle iç içe geçmiş bir hayatı vardı. Sürekli kalemlerimizi yarıştırırdık. 1992 yılından beri kalemleri topluyorum. Toplamaya da devam ediyorum. Sayı sordunuz bu konuda rakam vermekten kaçınıyorum. Benim için bir totem. Elbette kalemin yanı sıra mürekkep ve defterlerimde var. Nerede istediğim parça varsa ertesi gün ordayım koleksiyonuma katmak adına. Hiç unutmuyorum bi sereferinde kalemi almak için hafta sonu Hamburg’a gittim.”

 

Seçimlerinizi etkileyen unsurları öğrenebilirmiyim. 

“Mont Blanc, kalem tutkunları için çok özel bir marka. 2000 yılına dek Mont Blanc yazarlar ve büyük şahsiyetler serisinden kalemleri eksiksiz olarak aldım. Kalemleri almaya başladığımda ister istemez bir bağ oluşturuyorsunuz. Detay ve çok fazla araştırma yapmak zorundasınız. Kültür anlamında da bir çok katkısı oluyor her şeyden öte kalemler bana sabretmeyi ve araştırmayı öğretti ki verdiği büyük mutluluk saymıyorum bile. Sorunuza gelince,  benim için en önemli şey ruhu olması ve kalemin dizaynı, mürekkep çekme sistemi, ucunun kalitesi, kağıdın üzerinde akması, yazdığınızda çıkardığı ses, ve elinizde bıraktığı his.  Elbette ilk bakıştaki aşkı da hesaba katıyorum. Mürekkepte ise kıvım, renk, dağılışı, kurama süresi önemli etkenler.”

Güneşin ısıttığı gün de söyleşide kahveler tazeleniyor. Masada güzel el yazısıyla dikkat çeken Taner Bilir, ara ara yazdıklarını bizle paylaşıyor. Ben ise ancak instagramlık fotograflar çekmekle meşgulüm. Hele de hediye ettiğim kitabım Kalbim Turkuaz’dan notlar yazılınca sevincim daha da büyüyor. 

Taner Bilir ile Meriç Atuna  “bana sıkça yaz” ismi verilen kalem meraklıların buluştuğu bir grupta tanışmışlar. Koleksiyonler haftada bir gün bir araya geliyorlarmış ve kalemleri defterleri mürekkeplerini deniyorlarmış. Gruba her hafta bir de ünlü konuk katılıyormuş. Bu haftaki konuk Gazeteci Doğan Hızlan olacakmış. 

Türkiye de çok fazla kalem koleksiyoncusu var mı? 

“Sosyal medya üzerindeki grubumuza  şu anda bin 500 kişi üye. Ama tam anlamıyla koleksiyoner sayısı sanırım 500 kişidir. 

Bu gruplarda paylaşımlarımız artıkça ilgide çoğalıyor. Şimdi yurdışındaki penshoplara gitmeye hazırlanıyoruz. Elbette bunun için sermaye gerekli. Aksi takdirde aklınız kalır her şeyde. Öyle bir merak ki, sınırsız rakamlar ve kalemler mevcut. Türkiye deki bir çok özel kırtasiye ve kalem üretimi yapanları tanırım. Fabrikalarını ziyaret eder yapım aşamasında her boyutu öğrenmeye de meraklıyım. Yurtdışında ekomomi okudum. İyi bir pazarlamacıyım, şimdi de bu konuda dersler veriyorum ve bazı firmalara danışmanlık yapıyorum. Özelikle ilgi alanımla bağlantılı olarak ama burda asıl amaç para kazanmak değil. Hobi çok başka bir boyut. Hatta bir ara özel kalemler üretmek adına kolları sıvadım sonrası vazgeçtim.  Dedim ya büyük bir aşk bir tutku bir arkadaş.

Bu aşkı yaşanlar ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır.”

Peki herkes kalem koleksiyoncusu olabilir mi?

“Merak ve sevgi çok önemli. İş dünyasında kalem kullanmak saat gibi önemli bir prestij anlamını taşıyor. Uzun uzun yazılar için değil elbet çok önemli işlere imza atmak adına. Dediğim gibi benim tutkum çok küçük yaşlarda başladı. Nadide parçları edinmek adına çok zaman çok fazla paralar yatırdım. Öyle bir hobi ki insanı fakir de eder. Aama aynı zamanda büyük bir yatırımda. Elbette zevk meselesi. Bunun bir kriteri yok. Her şey sevmekle başlar.”

Bir yazan olarak konu kalem olunca sohbet hiç bitmesin diye iç geçiriyorum. Değerler tek tek masada sunumda elime almaya çekinir oluyorum. Kalem tutmak her zaman kıymetlidir. Ancak tutulan kalemleri değerli olunca yazmak da daha büyük anlam kazanıyor. 

Özenle saklandığı çantadan çıkarılan kalemler binbir özenle yeniden yerlerini alıyorlar. 

Anlıyorum ki toparlanma zamanı. 

Kalemdaşlar ayakta, teşekkürler yürek dolusu. 

Dil yüreğe her zaman ses olmaz, her zaman dışa vurulmaz. Ama kalemle şahlanır, kalemle coşar, kalemle dile gelir, kalemle uçar sınırsız yargısız. 

Sevgisi kalem olan tüm tutkunlara kocaman selam olsun. 

Sadece yazan benden...

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster