Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu [email protected] Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu

Türkiye’de bireysel emeklilik sistemi nasıl gelişir?

02 Ekim 2015, 10:04 ---

2 Eylül tarihinde CFA Society Istanbul, “Türkiye Emeklilik Tasarrufları” başlıklı bir konferansı düzenledi. Konferansta, ülkemizde tasarrufların yetersizliği ve bireysel emeklilik sisteminin (BES) emeklilik tasarruflarını güçlendirmesi konusunda sunumlar ve paneller yapıldı. Bu yazımızda size konferansta dile getirilen düşünceleri aktarmaya çalışacağız.

Yıllık gelir sigortası 1 Ekim’de devreye giriyor

Konferansa katılan konuşmacılardan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Gökhan Karasu, Türkiye’de uygulanmakta olan BES’in mevcut sorunlarından bahsetti. Karasu’ya göre, bu sorunların başında sistemin, emeklilik için katılımcılara maaş sunabilen bir yapıda olmaması gelmekte. Sistemdeki bu eksikliği gidermek için Hazine’nin gerekli altyapıyı oluşturmaya başladığını söyleyen Karasu, katılımcıların sistemde uzun süre kalmadıklarını, üç-dört senede toplu para alarak çıktıklarını vurguladı. Hazine’nin hedefinin emeklilik sistematiğinin tasarruf ayağının kişilere hayat boyu maaş sağlaması (“yıllık gelir sigortası” olarak da adlandırılmakta) olduğunu belirten Karasu, ileride hayat boyu ödenecek bu maaşları finanse edebilmek için emeklilik şirketlerinin bir dayanağının olması gerektiğini söyledi. Sistemde bu şekilde yer almak isteyen emeklilik şirketlerinin yatırım yapabileceği uzun vadeli (30-yıllık) devlet borçlanma senetleri üzerinde çalıştıklarını belirten Gökhan Karasu, bu senetlerin TÜFE’ye endeksli ve hatta TÜFE’ye ek olarak belli bir spread ile çıkarılacaklarını vurguladı. BES’in ikinci aşaması olarak nitelendirilen bu reformun 1 Ekim’de hizmete sunulması için özel sektörle iletişim halinde olduklarını belirterek, Hazine’nin Maliye Bakanlığı, SPK ve Borsa İstanbul ile de görüştüklerini söyledi. Burada tabii önemli olan emeklilik şirketlerinin bu yeni yapıyla ilgili ne düşündükleri, konuya yaklaşımları..

Tabana yayılmayı hızlandıracak bir çözüm: Otomatik katılım

Konferansta yer alan bir diğer konuşmacı Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan’dı. Erkan, BES’e 2013 yılında getirilen devlet katkısının etkisinin yıldan yıla azaldığını belirterek, sistemin bir türlü tabana yayılamadığını vurguladı. Tabana yayılmayı hızlandıracak en önemli uygulamalardan birinin “otomatik katılım” olduğunu açıklayan Erkan, bu uygulamanın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Uğur Erkan, sisteme zaman içinde birçok teşvik getirildiğini (vergisel anlamda getirilen teşvikler ve mesafeli satışa imkân tanınması gibi), ancak bunların gerekli ivmeyi sağlamakta yetersiz kaldığını; sisteme 55 milyon kişinin daha katılabileceğini fakat hâlâ sadece 5,7 milyon kişinin sistemde yer aldığını belirtti. Erkan’ın vurguladığı önemli konulardan biri de sisteme genç yaşta girmenin önemi. Sisteme ortalama giriş yaşının 35 ve ortalama aylık yatırılan tutarın 200 TL kadar olduğunu söyleyen Erkan, kişileri olabilecek en genç yaşta sisteme alabilmenin önemini vurguladı. Erken yaşta sisteme giren kişinin emekli olurken birikiminin de geç yaşta girmeye göre oldukça yüksek olacağı dile getirdi.

Emeklilik fonlarının 2004-2014 kümülatif getirisi hane halkının tasarruf getirisinin %75 üzerinde

Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler, TKYD Başkanı olarak ve portföy yönetim şirketleri adına bir konuşma yaptı. BES’te katılımcıların birikimlerinin değerlendirildiği emeklilik fonlarının yöneticileri olarak söz alan Keler, fonların performansından ve fon yönetimi açısından sistemle ilgili sorunlardan bahsetti. TCMB’nin verilerini kullanarak yaptıkları bir çalışmanın sonuçlarını kısa bir sunum olarak anlatan Dr. Alp Keler, hane halkının yatırımları içinde emeklilik fonlarının 2004-2014 dönemini değerlendirdi. 2004 yılında hane halkı yatırımı içinde emeklilik fonları yer almazken, 2014 yılında fonların toplam yatırımlardaki payı % 5’e çıkmış. Hane halkının tasarruf getirisini 2004-2014 döneminde kümülatif olarak inceleyen Keler, getirinin % 206 olduğunu söyledi. Aynı dönemde emeklilik fonlarının kümülatif getirisi ise bunun yaklaşık % 75 üzerinde, % 280 olmuş.

Bağımsız rating şirketlerinin varlığı çok önemli ve bu şirketler sektör tarafından desteklenmeli

Portföy yöneticilerinin performansını daha ayrıntılı incelediklerini söyleyen Keler, portföy yöneticilerinin çoğunlukla kıstasın (benchmark) üzerinde getiri sağladıklarını belirtti. Özellikle hisse fonlarının % 94,4’ü kıstas ölçütü üzerinde getiri sağlamış. Fonların performansına daha derin analizlerle bakmak gerektiğini vurgulayan Keler, burada bağımsız rating şirketlerinin öneminden ve bu şirketlerin sektör tarafından desteklenmesi gerektiğinden bahsetti.

Otomatik katılım BES’in geliştiği ülkelerde nasıl uygulanmakta?

Emeklilik Tasarrufları Konferansı’nda Özyeğin Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Doktor Emrah Şener’in bir sunumu oldu. Sunumun konusunu “Otomatik Katılım” olarak belirleyen Şener, ülkemizde otomatik katılımın uygulanmasının BES için ne denli önemli olduğundan ve dünya uygulamalarından bahsetti. Türkiye de dâhil olmak üzere birçok ülkede gerçekleştirilen bir anketin sonuçlarından bahseden Şener, her ülke için geçerli olmak üzere, kişilerin gelecekle ilgili en çok endişe duydukları konunun “emeklilik yaşı geldiğinde yeterince birikime sahip olamamak” olduğunu belirtti. Bu endişe her ülkede aynı olmasına rağmen, tasarruf sahiplerinin emeklilik sistemlerine ayırdıkları tutarın gayri safi yurtiçi hasılaya oranı farklı. ABD ve OECD ülkelerinde bu oran % 70’ler civarındayken, Türkiye’de yalnız % 4,5 düzeyinde. Şener, hükümetlerin emeklilik sistemini geliştirmek adına neler yaptıklarını araştırmış. Gelişmiş ülkelerin bir kısmı otomatik katılımı getirerek sistemi geliştirmeye çalışmakta. Avustralya’da “superannuation” denilen “zorunlu katılım uygulaması” bulunmakta. Bu ülkede bir çalışanın geliri 450 doların (bizdeki asgari ücrete tekabül etmektedir) üzerine çıktığında, otomatik olarak emeklilik sistemine kayıt olmakta. ABD’de sadece devlet memurları zorunlu olarak sisteme girmekte. Burada memurlar altı farklı emeklilik planından birisini seçebilmekte. Yeni Zelanda’da otomatik katılım mevcut. Sisteme otomatik olarak kaydedilen çalışanlar, isterlerse altı hafta içinde sistemden çıkabilmekte. İtalya’da otomatik katılım getirilmiş olmasına rağmen sistem, işverenlerin suiistimalleri nedeniyle güven kaybına uğramış ve istenilen başarıyı elde edememiş.  Bu başarısızlıkta, sistemden isteğe göre çıkış süresinin 6 ay gibi uzun bir süre olarak verilmiş olması da etkili olmuş. Emrah Şener, İngiltere’deki NEST kuruluşunu da anlattı ve bu kuruluşun başarılarından kısaca bahsetti. Düşük gelir seviyesi için emeklilik programları düzenleyen NEST, KOBİ’lere sistemle ilgili her türlü desteği sağlamakta. Şirketlere, idari ve bürokratik işlemlerin yapılması sırasında verilen hizmetler yanında portföy önerileri de getirilmekte. Bunun yanında, İngiltere’de sistemden istenildiğinde çıkılabilmekte ve tekrar girilebilmekte. Ancak İngiltere sistemde kalanlara vergisel avantajlar sağlayarak çıkışı en aza indirmiş. Yrd. Doç. Dr. Emrah Şener sunumunu etkin bir emeklilik sistemi için üç önemli nokta olduğunu belirterek tamamladı: Piyasalarımızda oynaklığın azaltılabilmesi için ülkemizde uzun vadeli bono piyasasında yabancı yatırımcı oranının azalması, otomatik katılımın bir an önce uygulamaya geçirilmesi ve yatırımcılara yaş tabanlı doğru ürünler sunulması.

CFA’in düzenlediği Emeklilik Tasarrufları Konferansı, kamunun ve özel sektörün konuyla ilgili paydaşlarının bir araya gelerek fikir alışverişinde bulundukları bir ortam sundu. Bu tür organizasyonların periyodik olarak yapılması, BES’in gelişmesine kuşkusuz katkı sağlayacaktır.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster