Nıver Lazoğlu [email protected]

Tezgahtan zirveye… Devler peşinde…

Mevsim döngüsünde İstanbul yağmur ve soğukla buluştu. 

Özlemiş miyiz ne? 

Sıcakların aşırısından olsa gerek. 

Sokaklar yağmurun ıslaklığında ayrı bir güzel, yürümek ayrı bir keyif. 

Bu hafta yolumuz bizi Şişhane’ye çıkardı. 

Şirin mi şirin küçücük bir dükkanın içerisindeyim. 

Prime Store…

Renkli bir mağaza. 

Uzun süredir ertelenen bir buluşma. 

Konuğumuz Tankut Masareci. 

Önce ürünlerin çeşitliğinde göz gezdiriyorum. Çeşit bol. 

Sonrası kahvemi yudumlamaya başlıyorum. 

Evet, başlayalım  mı tanımaya Tankut Masereci’yi. 

“Antakya doğumluyum,  Liseyi okumak için İstanbul’a geldim. Işık Lise’sini bitirdim. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni okudum. Masterı Ekonometri de tamamladım. Ama iş dünyasına adımımı üniversitede okurken attım. Sanırım bir tesadüf noktasında tekstil sektöründe başladım.” 

Bu arada ilginç bir soyisim, anlamı ne diye merak ettim? 

“Ailem zeytinyağı işiyle uğraşırmış. Halen de devam ediyorlar. Soyisimde bununla ilintili. Masareci, zeytinyağı çıkaran taş anlamına geliyor.” 

Bir merak daha giderildiğine göre konuya devam edelim gri İstanbul’un  renkli mağazasında. 

Kimya mühendisliği ve tekstil. Hayatın tesadüflerinden biri mi? Yoksa bir tercih miydi? 

Ne ciddiyim ama değil mi. Yok yok keyifli ve içten bir sohbetteyim hepsi bu. 

Tankut Masareci beni doğruluyor. 

"Sadece bir tesadüf”

Neler yaptınız, nerelerde çalıştınız? 

“Global bir denin markasında işe tezgahtar olarak başladım sonrası markasının satış müdürü oldum. Ardından başka bir markadan teklif gelince oraya geçtim ve  markanın satış ve pazarlama müdürlüğüne terfi ettim. O zaman kariyerimi bu sahada yürütme kararı aldım. Sektörü ve pazarlama işini sevdim. Sonraki aşama ise Tommy Hillfiger’e geçiş oldu. Yurtdışı ve yurtiçi satış müdürlüğü görevini üstlendim. Ardından edindiğim bilgi ve birikim noktasında artık kendi işimi yapma kararı aldım ve kendimi işimi kurdum.”

Yıllar cümlelerle ne de kolay aktarılıyor değil mi? Dünler ne de çabuk gün oluyor. Deneyim ise hiç de kolay elde edilmiyor olsa gerek. İş hayatında kendi pastasını yaratıp o pastadan yemenin hem kolay hem de zor yanları olsa da girişimcilik ruhu yeni yollar aldırıyor değil mi? 

“Çok doğru bir tespit. Hem kolay hem de zor. Yola çıkarken güven meselesinin altını çizerek, aynı yolda aynı doğrultuda birlikte yürümek de çok önemli. Ortağımla birlikte daha önce denenmemişi denemeye karar verdik. Hazır varolan pasta yerine yapımı daha zor ama lezzeti daha çok bir pastadan yemeye karar verdik. Perakende sektöründeki deneyimlerimizi birleştirdik. Farklı bir bakış açısını ortaya koyabilir miyiz diye düşündük. İç pazarda belli bir boşluğu dolduracak markaları getirip toptan ve perakende satışını gerçekleştirdik. Amerikan  Paul Frank,  ki bu dünya da çok ünlü bir marka. Bu ikonik maymun karakteri Julius ile tanınıyordu. Hayatın pozitif taraflarını ortaya koyan, çizgi karakteri ile eşi benzeri olmayan life stil bir marka. Yine ikinci marka Emily The Starange oldu. O da kendine has bütün dünya da fenomen olmuş  ve bireyselliği öne çıkaran sadece kadınlara yönelik bir markaydı. Yıllar içinde ülkemizde de belirli bir kitleye ulaşır oldu. Ardından tekstil sektöründeki daralmalar yüzünden daha farklı bir noktaya doğru yol aldık. Bugün Prime Store daha çok aksesuar ürünlerine yöneldi. Butik tarzından farklı markaları barındıran bir konsepte tüketiciye ulaşıyoruz ve oldukça ilgi görüyoruz.”

Butik konseptiyle birçok ünlü markanın aksesuarlarını bir arada tutmak ve bunlarla anlaşmaya varmak kolay mı? Bizim alışkın olduğumuz ünlü markaları büyük markalarla bir arada görmek. Bunu nasıl başardınız? 

“Sanırım önemli olan kendinizi ve işinizi doğru ifade edebilmekten geçiriyor. Markaları seçerken titiz davranıyoruz, ardından marka bulunmak istediği Türkiye pazarında beklentisine karşılık bulunca beraberinde yeni markaları da taşıyor. Burada mesele belki de butik olmamızdan geçiyor. Diğer yandan toptan satış da gerçekleştiriyoruz ve bazı mağazalara ürünleri verebiliyoruz. Ayrıca prime store internet mağazacığına son dönemde daha fazla önem verdik. Böylelikle sınırları genişletiyoruz. Türkiye’nin her yerine ulaşabiliyoruz. Hem benim hem de ortağımın özverili ve titiz çalışması da sonucu güzel kılıyor diyebilirim. Prime Store’de anahtarlıktan gözlüğe, takıdan çantaya kadar çok farklı ürünler yer alıyor. Vespa motosikletlerinin aksesuarları son dönemde büyük ilgi görmeye başladı. Pazarda farkındalığınızı doğru konumlarsanız beraberinden başka ürünleri de çekiyorsunuz. Şimdi de Ferrari’den teklif aldık onların da aksesuarlarını ve Lambretta’nın aksesuarlarını da satışa sunmayı planlıyoruz. Fiat 500 ürünleri de halen bünyemizde.”

Ulaşılmazları ulaşılır kılmak. Hem de butik kalabilmek. Ürün yelpazesinin çeşitliğinde, farklı markaların farklı ürünlerini bir arada tüketiciye ulaştırmak. 

“Bir takımda öncü olmak, bütün dünyada butik konseptinde bizim yaptığımızı yapan çok aslında. Şimdi bizde de bu tür mağazacılık anlayışı yükseliyor. Tüketiciler de bu konseptten oldukça memnun. Bu anlamda yeni yeni markaları getirmeyi düşünüyoruz. Artık günümüz koşullarında her şeye ulaşılır kılmak zorunluluğumuz var. Vakit sınırlı istenileni aynı yerde bulmak işi daha kolay kılıyor. Bu durumda ilgiyi beraberinde getiriyor. Söylediğiniz gibi ulaşılmaz ürünleri ulaşabilir fiyat politikası ve çeşitliğiyle hareket ediyoruz. Bazen bir tık kadar kolay bazen küçük bir adım atarak alışverişi keyifli hale getirmenin keyfinde.” 

Kişisel aksesuarlar, marka tercihi olanlar ya da hediye alırken “ne alsam” diye düşünenler için şirin bir dükkanın kapısını araladık ve kendi işini kurmuş bu anlamda farklı bir yol izlemiş Tankut Masareci ile tanıştık. 

İşi özel ve güzel kılan varolanı değil de varolmayanı hayata geçirmek. 

Yağmurda ıslandık ıslanmasına ancak kahvenin misss aromasının eşliğinde güne ve yarına dair umutların yeşerişine tanıklık ettik. 

E ticaretle sınırlar aşılıyor, şirin mağazada ise hem yüz hem cepler gülüyor. Üstelik dünya markaları aynı raflarda. 

Deneyimin işe ayna tutuşunda, yol alanlara kolaylıklar diliyorum. 

Hem yüzünüz hem yüreğiniz hep gülsün diyelim….

İyi haftalar bol kazançlar...