Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Tek kalmış tombak ustası

12 Haziran 2017, 08:01 ---

Bakıra ışık katan 

Hayat tesadüflerle dolu.Kim nerede ve ne zaman karşınıza çıkacağını bilmeksizin yol alışlardayız. Hiç bir buluşmanın sebepsiz olmadığına inananlardayım. 

Semtte rutin yol alışımda karşıma çıkan kişi Kaya Kalaycı ismini telaffuz ediyor ve büyük bir zanaatkar görüşmelisin mutlak diyor. 

Ayaküstü açılan telefon sonrası kendimi mağazalarında buluyorum. 

Kapıyı kocaman gülümsemeler büyüten güzel bir genç kız açıyor. 

Işıltının motiflenmiş hali objelerin arasından geçerek, ofise varıyoruz. Mağazadan çok bir sanat galerisini andırıyor ortam. 

Kaya Kalaycı, kapıdan göründü, tebessümle. 

Masadaki yerini aldı, yanı başındaki masada kapıyı açan güzel kız sonradan öğreniyorum Kaya Kalaycı’nın kızı Rubina Kalaycı. 

O kadar mütevazı bir tavırla ve hoşgörüyle karşılanıyorum ki, yıllardır tanışıyormuşuz izlenime kapılıyorum. 


Biraz hoş beş sonrası, iş hayatına nasıl adım attınız?

“Okul sıralarındayken hafta sonları babamın dükkanına giderdim. Oyuncağım bakırdı. 1890’lı yıllarda açılan bir dükkandan bahsediyorum. Nesilden nesile devreden bir işin bugün 5’inci kuşağını temsil ediyoruz. Bakırcıyız, bakır ustalığı yapan bir aileyiz. Büyük büyük babam Yalova ‘da Baltacı ve Millet Çiftliğinin Atatürk Köşkü”nün bakır kaplarını hem yapar hem de kalaylarmış. Haçan Usta’ya yani büyük büyük babama soy ismini Atatürk vermiş, Daha sonra oğlu Artin Kalaycı yani dedem işi devralmış, sonrası babam ve ben ve şimdi de kızım. Aslında babam bu işi yapmamı hiç istemiyordu, o okumamı çok istiyordu. Alman Lisesi’ni bitirdim, sonra Boğaziçi Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği Bölümü’nü kazandım ama ben okumadım askere gittim ve döndüğümde babamla birlikte çalışmaya başladım. Hayata erken atılmayı tercih ettim. İş bana çok cazip geldi, bugün de bu anlamda hiç bir pişmanlığım yok. Çocukluğum ve gençliğim bakırın içinde geçti, yazları babam kalemkara gönderdi işi öğrenmem için. Bakırların içinde büyüdüm. Hem satışı, hem işi öğrendim. O günden bu yana bu sahada hizmet vermekteyim.”

Bu konuşmalar olup biterken, Rubina Kalaycı yan masada babasını can kulağıyla dinlemekte. 

Öyle keyifli bir aktarım var ki, masalsı anlatımda araya girip de durdurmak istememekle birlikte dayanamıyorum merakımı büyütüyorum içimde ve soruyorum. 

Yaptığınız işi nasıl tanımlıyorsunuz? 

“Aydınlatma ustası ya da avizeci diyorlar ama hayır değilim diyorum. Bakır ve tombak ustasıyım. Osmanlı motiflerini güne taşıyıp bakırla ışığın buluşmasını sağlıyoruz. Dün de bakır zanaat dalıydı ve hayatın vazgeçilmeziydi. O günden bugüne çok şey değişti, biz yaptığımız işte bakıra ruh katıyoruz. Bazen bir abajur olarak, bazen bir sahan olarak, bazen heykel, bazen avize. Bir anlamda maden sanatı yapıyorum diye tanımlayabilirim.” 

Evet, bakır dünün motifleriyle ışıkla bir oluyor. El işi göz nuruyla. Dün güne taşınıyor. Estetikle incelikle ruh katılarak maden bir sanata dönüşüyor. Bazen sofrada sahan olarak bazen evin en değerli köşesinde bir obje, bazen ışık. Yaşanılır kılınan bir sanat.

Bu arada Tombak dediniz? Onu açıklayabilir misiniz? Gün de bilmeyenler için. 

“Tombak Yaldızlama, madeni eserlerin kimyasal yöntemler kullanarak altınla kaplanmasına yaldız deniyor,  tombaklama yanı yaldızlama altın görünümü vermek amacıyla yapılan kaplama işi. Tombak kaplanan parçaya tombak deniliyor. Çok zor bir iş günümüzde yapan kalmadı diyebilirim. İş dediğime bakmayım bu bir sanat. Şimdi kızım ve eşim bu işi öğrendi onlar da yapabiliyorlar. Çok emek isteyen bir iş. Birçok projede yer aldık Kaya Kalaycı imzasını attık. Şakirin Cami’sinin aydınlatması, alemleri, The Stone Otel, For Seasons Bosphorus Otel aydınlatmaları, paravanlar, asansör kapıları, odalarda bayağı bir çalışmamız var. W Otel’e bir banko yaptım 8 metrelik,  Odalarda aplik ve avizelerini yaptım. Yeşilköy Havaalanı Şeref Salonu’nun aydınlatmalarını yaptım. Antalya Havaalanı CIP Salonunu yaptım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB’un Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun odasını yaptım. Şimdi bunlar aklıma gelen işler, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Köşkü için tombaklı özel objeler ve sahanlar yaptım. Hatta özel bir koleksiyon hazırladık, inanılmaz beğenildi. En son olarak MÜSİAD Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği, özel bir kalkan yaptırdı ve onu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hediye ettiler.” 

Yapılan işler birer birer sıralanırken, doğrusu şaşkınlığımı saklayamıyorum. Ve inanılmaz olanı ise yapılanlar öylesi aktarılırken, abartıdan uzak ki.  El emeği ve ustalığın bir gereği diye düşünüyorum.  Hiç bir şeyin altını çizmeye gerek duymaksızın aktarılıyor sanatkarın suskunluğunda. 

Birini anlatınca biri eksik kalıyor kaygısına düşmeksizin çok da kolaymış gibi. Hayretler içindeyim doğrusu. 

Oturduğum koltukta doğruldum, hem zanaatkar hem bir patron. 

Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’ndeki mağazada böylesi büyük işlere imza atan ismin karşısında olmaktan son derece mutluyum. 

Samimi anlatımını sürdürüyor bakıra ışık veren ve günde kalmayan Tombak Ustası Kaya Kalaycı, yaptıkları işleri sıralamaya devam ediyor.

“Paris’te bir otelin aydınlatmalarını yaptım. Haa bu arada Lüksemburg şehrinin meydanındaki heykeli de biz yaptık. Ve teşekkür mektubu aldık.” 

Bunları anlatırken duvardaki tabloyu işaret ediyor Kaya Kalaycı, teşekkür mektubunu çerçeveletip duvara asmışlar. 

“Ayrıca Zeynep Fadıllıoğlu ile tanıştık ve onla birlikte birçok projede yer aldık ve dekorasyon ağırlıklı işlere de yer verdik. Tasarlanmış birçok büyük işe birlikte imza attık. Katar’da iki büyük camiinin aydınlatmalarını el işi mihrabını yaptık. Şamdanlar, kapılar, aydınlatma, Bahreyn’de yine camiinin aydınlatmalarını yaptık. Aklıma geldikçe sayıyorum, yıllarımız bu meslekte geçince böyle oluyor sanıyorum. Divan Asya Otel de var.  Bu arada Çiğdem Simavi ile tanıştık onunla birlikte de Osmanlı tombak eserlerini yaptık ve bir sergi açtık. TÜSAV’da birçok tombak eseri hayata geçirdik. Bu arada İsviçre’de bir tanıtımda bir yemek verildi. O yemekler bizim yaptığımız tombak sahanlarda sunuldu. İbrikler kullanıldı. Çiğdem Hanım sayesinde babamın yaptığı işi günde yapmanın büyük keyfini yaşadım. Osmanlı dönemindeki tombak sanatını günde yapıyor olmanın büyük gururunu yaşıyorum. Yaptığımız her iş büyük bir beğeni topladı. Daha önce de belirttiğim gibi bugün Çankaya Köşkü’ndeki tombak koleksiyonunda bizim imzamız var. Yok olan bir sanatı yaşatıyor olmak başlı başına büyük bir onur.” 

Anlatılanlar karşısında şaşırmamak elde değil. Türkiye’nin tek kalmış Tombak ustası, yaptıklarını anlatırken ben yoruluyorum. 

Ama bitmedi devam ediyor soluksuz Kaya Kalaycı, ben ve Rubina dinlemedeyiz. 

“Tombak, geleneksel bir Osmanlı Sanatı,  bundan ötürü çok ses getirdi yaptığımız her iş. Büyük övgüler aldık. Ve bugünlere geldik. Aynı sahada çalışmaya devam ediyoruz. Az daha unutuyordum, bu çalışmalar dolayısıyla bir de kitabımız oldu.  Orada da yaptığımız iş tüm detayı ile yer aldı. Yurtdışından ilgi fazla ve yurtdışından gelip bir de belgeselimizi çektiler. Ülkemizi tanıtma noktasında ucundan da olsa katkımızın olması da ayrı bir gurur vesilesi. Artık yapılmayan bir sanatı günümüzde yapmak bize nasip oldu. Ben de kızım ve eşime öğrettim. Şimdi bu işi onlar devam ettiriyor.” 

Konu hazır Rubina’ya gelmişken bu kez ona dönüyorum. 

Babanın mirasını alıp zor olan bir sanatı hayata geçirmek nasıl bir duygu? Bu arada Kaya Kalaycı, gururla sesleniyor. 

"Göster yaptığın tombakları"

Eline alıp yaptığı sahanı gösteriyor, bir yandan da konuşuyor Rubina, 

“Üniversite okurken, bu işi yapma fikrim yoktu, ama sonra burada babamla birlikte devam ettirme fikri ağır bastı. Aile işinde olmak büyük keyif. Osmanlı motiflerini bugün yaşatabiliiyor olmak ve bunu uygulayan olmak büyük keyif. Yaparken çok keyif alıyorum, bundan sonra da yapmaya devam edeceğim.”

Babasına ve işine saygısı ve sevgisi öyle büyük ki çok şey anlatmasa da gözlerinden okunuyor. 

Saat su misali akışta. Ama Kaya Kalaycı’nın işleri bunlarla da bitmiyor. Öğreniyorum ki şimdi de silikondan heykeller yapmaya merak salmış. Balmumundan değil silikondan. Bunu daha çok iş olarak değil de hobi olarak. Üstelikte büyük zamanlar ve büyük paralar harcanarak yapılıyor. Büyük bir uğraş büyük bir beceri. Yedikule Ermeni Hastanesi’nin kurucusu Bezciyan heykelini ve eski Ermeni Patriği Mutafyan’ın ve Mimar Sinan’ın heykellerini yapmış Kaya Kalaycı. Bunların çok beğenildiğini vurguluyor Kaya Kalaycı. 

Aaa diyecek oluyorum bu kez başka bir şey daha öğreniyorum. Yaptıkları bunlarla da sınırlı değil,  kahve yanına ikram ettikleri çikolataların aynı zamanda satışını gerçekleştirdiklerini ki, bu da özel bir marka. 

"Bunlar Beyaz Saray çikolataları" diyor ve ekliyor, "İçinde şeker yok. Ve hepsini bakır objelerimizde sunuyoruz.” 

Çikolata ustası Jacgues Torres ile birlikte çalışan New York’ta birçok ünlü isme çikolatalar hazırlayan Hülya Güneri ile birlikte bu işe adım attık. Julietta Mon Amour çikolata atölyesinin çikolatalarını mağazamızda satışa sunuyoruz. Çikolatayı sanatla nasıl birleştiririm diye düşündüm ve çok özel tasarımlar yaptık. Beyaz Saray’ın çok beğendiği bu çikolatalar Julietta markasıyla artık Türkiye’de ve satışta. Çok yeni olmasına karşın çok ilgi görüyor. Bu ortaklıktan dolayı çok keyifliyiz. Özel günlerde özel tatlar özel tasarımlar içinde.”

Sohbet koyu dem alıyor kahve ve çikolatanın miss tadında, anlatılanlar kelimelerle ne kadar anlam bulur bilmiyorum ama ben son derece keyif aldım. 

Bir zanaatkarla, bir patronla, bir ustayla konuşmaktan ötürü. 

Hele de bu kişi bu denli samimi bu denli mütevazı olunca sonlandırmakda bir o kadar zor oluyor. 

Başarıyı hazmetmek ve böylesi özümsemek herkese mahsus bir durum olmasa gerek. 

Emeğin ederi yok. 

200 yıllık bir sanatı günümüzde yaşatıyor olmak, bakıra ışığı yakıştırmak, el emeği göz nuru itina özen dikkat. Sanatla işi bir etmek ulaşılmaz değil ulaşılır kılmak. 

Bakır ustası, tombak ustası, Kaya Kalaycı ve kızı Rubina Kalaycı, konukseverliğiniz ve güzel paylaşımlarınız için sonsuz minnet. 

Tesadüfün yön çizdiği yolda karşıma çıktığınız için mutluyum gururluyum. 

Hep sanatla kalın emi...

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Kinar papazian05 Temmuz 2017 19:45

    Yeni birsey ogrenebilmek ozellikle de 200 yillik bir Sanat eserini!!!!! Yuregine kalemine saglik

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster