Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Markasına aşık...

06 Mart 2017, 10:28 ---

Bazen sahada,  bazen mağazada, bazen masada.
Dile kolay 22 yıldır iş başında.
Dün gibi aynı heyecanla aynı hefesle aynı tutkuyla.
Kurtsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Kurt.
Güçlü kadınlar hayata yazar…
Müthiş bir başarının yazarıyla sohbet için Kurtsan Holding’in yönetim ofisindeyim.
Aylin Kurt, sımsıcak gülümsemesiyle karşılıyor.
Demli çayın ikramında sohbete başlıyoruz.

Klasik sorum geliyor.

Dünden bugüne nasıl ulaştınız?

“Samsun’da dünya geldim. İstanbul Üniversitesi İngilizce Ekonomi Bölümü’nü bitirdim. Sonra bankacılık sektöründe işe başladım. Ardından Kurtsan Holding’e geldim. Hem ilaç hem kozmetik sektöründe hizmet veriyoruz. 61 yıllık bir markanın yönetiminde olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kozmetik, ilaç, medikal olmak üzere 3 şirketimizi en iyi noktaya taşımak için çalışıyoruz. Atacak çok adım var; piyasa koşulları ne olursa olsun, ona göre adapte olup hep tünelin ucundaki ışığa doğru ilerliyoruz. Üretimden satışa tüm ekip arkadaşlarımla birlikte.”

Şaşkınlıkla dinliyorum Aylin Kurt’u, kendini bu kadar es geçip bodoslama işine ve markasına ilişkin aktarımda bulunmasına.

İlk sinyal diye içimden geçiriyorum. İş her şeyin ötesinde. Ne büyük sevgi, ne büyük özen. Bravo diye içimden geçiriyorum.

Ama duygularımı da dile getirmeden duramıyorum elbet.

O halde markadan devam edelim. Tüm piyasanın bildiği Otacı markası. Ama Aylin Kurt’un yönetimde üç şirket var. “Neler yapıyorsunuz?” diyorum. En bilinen markanız sanırım göz bebeğiniz.

“Hiç birini birinden ayırmıyorum. Her birinin dinamikleri çok farklı. Hepsinin hedef kitleleri çalışanları ayrı. Hepsi kurumsal bir boyutta. Ama elbette Otacı daha çok bilineni. Kurtsan ilaçları denildiği zaman, çok fazla ilacımız var ancak, Otacı markamız daha çok tanınıyor. Halkın bildiği ve güvendiği bir marka. Bu çok kıymetli. Marka yaratmak çok meşakkatli bir iş. Bu nedenle çok şanslıyız bu markaya sahip olduğumuz için. Otacı, 1955 yılında bitkisel pastille başladığı yolculuğunda bugün 25 ülkeye ürün ihracatı yapar hale geldi. 2017 yılına yaptığımız yeniliklerle girdik. Gençlerin tercih ettiği bitkisel şampuanları piyasaya sürdük. Tamamen doğal meyveli şampuan serisi çıkardık. Hedefimiz bu yıl sonunda ciromuzu yüzde 10 artırmak. Ayrıca ihracata ağırlık verdik ve Uzakdoğu’ya yöneldik. Bitkisel ürün pazarında lideriz. Bu sorumluluğumuzu daha da artırıyor ve daha fazla çalışıyoruz. Yoğun bir rekabetin yaşandığı piyasada var olmak elbette hiç de kolay değil. Pazar her yıl yüzde 10 büyüyor. Satışlarda doğal ürenlerin payı yüzde 5, ancak oran hızla yükseliyor.”

Bu yıl için hedefiniz ne?

“Bitkisel ürün pazarı hayli büyük. Bu yıl hedefimiz biraz önce belirttiğim gibi Uzakdoğu ülkeleri olacak. Raflarda 2 dolara da ürün var. Dolayısıyla bizim kaliteli ürünlerimizi rahatlıkla Uzakdoğu tüketicilerine sunabileceğimizi gördük. Ülkemizde “doğal” denildiğinde akla gelen ilk marka olarak, üretim aşamasında ve ürünlerin sunumunda sağlık en öncelikli konumuz. AR-GE bizim için çok önemli. Her aşamada büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Gençlere yönelik olarak piyasaya sürdüğümüz şampuanlar hepsinin üretim tamamen yerli. Bu arada doğal ürünler konusunda tüketiciyi bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Tüketicinin neyi kullandığını bilmesi gerekiyor. Etiketleri okumuyoruz, okumamız gerekli oysa.”

Konu ürünler olunca öylesi bir coşkuyla anlatıyor ki Aylin Kurt, titizliği ve özeni her cümlesinde okunuyor.
Ekosoft köşemin konuğu Aylin Kurt’a soruyorum.

Tüketici dünden bugüne çok değişti mi? Tüketici ürün alırken nelere dikkat etmeli?

“Çok daha bilinçli bir tüketici söz konusu. Ve gün de doğallık çok daha önem arz ediyor. Çok yol katedildiğini düşünüyorum. Kozmetik ürünleri tercih eden tüketicilerin de kullandıkları ürünlerin içerikleri konusunda daha fazla bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyoruz. Tüm ürünlerimizin ambalajlarını ve kutularını yeniledik. Otacı ürünlerinin ilaç mahiyetinde olmadıklarını özellikle vurguluyoruz. Tüketici AR-GE çalışmaları olan GMP standartlarında üretim yapan, her hangi bir olumsuzluk durumunda şirketten hızlı geri dönüş alacağından emin olunan, kutusu üzerinde tüm uyarıcı ibareleri ve içerik bilgilerini eksiksiz olan ürünleri tercih etmeli.”

MARKANIN GÜCÜ CESARET VERİYOR

Pazarlama konusunda ki çalışmalarınızı nasıl sürdürüyorsunuz?

“Otacı ürünlerinin yüzde 50’si İstanbul ve Marmara Bölgesi çevresinde, yüzde 20’si Ankara, yüzde 20’si İzmir, geri kalanı bölgelerde yüzde 10. Kozmetik sektöründe tüm gereklilikleri yerine getirip, müşteriye en iyi hizmet ve satış sonrası destek büyük önem arz ediyor. Tüketiciyle birebir iletişime ağırlık veriyoruz,  bundan ötürü sosyal medyayı kullanıyoruz.  Bize göre iletişim en iyi pazarlama yöntemlerinden biri. İhtiyaçlar doğrultusunda hizmet sunuyoruz. Yenilikçi, başarılı ve güvenilir bir markayız. Pazarda trend ürünlerimizle avantajlıyız. Pazarlamayı yöneten ekibimizin tümü satıştan gelen ve sektörü iyi analiz eden bir kadrodan oluşuyor. Bu da bizi bir adım daha öne taşıyor. Satışlarımızda markamızın gücü de bizi cesaretlendiriyor.”

 

Kozmetik sektörünün büyümesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

“Genç tüketiciler ağırlıklı olarak şampuan, saç şekillendirici ve makyaj ürünleri kullanır.  Pazardaki en büyük tüketici grubu 25-45 yaş arasındaki kadınlardır. Bu grup, şampuan, saç boyaları, makyaj ürünleri ve cilt bakım ürünlerini, tercih eder. 45 yaş üzerindeki tüketiciler ise saçları beyazlaşmaya başladığı için saç boyası kullanımları artar. Bunun yanında cilt bakım ürünlerine de talep çoktur. Erkekler daha çok şampuan kullanmayı tercih eder. Son dönemlerde ise cilt bakım ürünleri kullanmaya da başladı. Sektörün hızlı ve düzenli büyümeye etki eden pek çok faktör var. Bunlar şöyle;  Kadınların iş hayatına daha fazla katılması. Bu sayede kadınların “Güzellik ve bakım” ürünlerini satın alma güçlerinin artması. Eğitim düzeyinin artması. Kişilerin bilinç düzeylerinin artması. Yaşlı insan nüfusunun giderek yükselmesi. Orta yaşın üzerindeki insanların kozmetik ürünleri tüketme eğiliminin güçlenmesi. Özellikle cilt ve saç bakım ürünleri bu kişiler tarafından daha çok talep görüyor. Güneşin zararlı ultraviyole etkilerinin daha fazla hissedilmesi. Mevsimsel dengelerindeki değişimlere bağlı olarak bu etkilerden beden ve cildi koruma isteğinin de artması. Gelişen teknoloji ve teknoloji ile birlikte gelişen yeni hayat tarzları, değişen kültür ve kültürel anlayışlar. Hızlanan, şekil değiştiren ve etki gücünü artıran pazarlama iletişimi ve reklamların etkisi. Gençlerin giderek artan oranlarda kozmetik ürünü kullanımına başlaması.”

ASLA VAZGEÇMEMELİ

Aylin Kurt, markasından bahsederken, gözleri öylesi parlıyor ki. Oldukça dikkat çekici.  Dayanamayıp soruyorum. Nasıl büyük bir aşkla markanızı sahiplenmişsiniz diye.

Gülümsemesini büyüterek yanıtlıyor.

“Aynen öyle. Bir kadın olarak nasıl mutlu olurum diye yola koyuluyorum. Daima bir beyin fırtınası halindeyim ekibimle.  Bazen satışta, bazen üretimde, bazen masada. Dolu dizgin çalışıyorum. İşimi ve markamı çok seviyorum. Ürünlerimize anlatmaktan büyük bir keyif duyuyorum. Çocuklarım gibi sahipleniyorum. Doğru saça doğru ürün kullanılması gerekiyor bunun için de bilinçlendirmek ve iletişim çok önemli bunu bizzat kendim de yapıyorum.”

Malum bu hafta Kadınlar Günü. O halde erkek dünyasında kadın yönetici olmak nasıl diye sorsam.

“Tablo henüz istenilen yerde değil. Bir ayrımcılık var ki bunu kimse inkar edemez. Bu beni üzüyor. Bir kadın olarak, işe alımda pozitif ayrımcılık yapıyorum doğrusu.  Tercih noktasında kadınlara öncelik veriyorum.  Ben o konuda çok şanslıyım, patronum Niyazi Kurtsan, bu konuda çok hassastı. İşe başladığım ilk gün, çalışırsan yolun çok açık demişti ve bugün bu noktada olmaktan dolayı çok mutluyum. Patronum kadın erkek ayrımı yapmaksınız işinde iyi olana hakkını teslim etti.  Beni çok teşvik etti.  Kadınların kendilerine güvenmeleri gerektiğine inanıyorum, o zaman iş biraz daha kolay oluyor diye düşünüyorum. Kadınlarımız kendini ifade edebilmeli. İletişim gücü önemli.  İş hayatı ve ev hayatı arasında dengeyi iyi kurabilmeli.  İyi planlama yapan iyi organize olan kadının şansı her zaman fazladır diye düşünüyorum. Ve her şeyden önemlisi zorluklar karşısında asla vazgeçmemeli. O zaman başarı geliyor. “

 

Başarı demişken, sizin için başarı ne ifade ediyor?

“Çalışanımın ve benim yaptığım işten mutlu olması demek diye düşünüyorum. Hem çalışanım benden memnunsa, patronum benden memnunsa ben onlardan ve işimden memnunsam benim için başarı.”

Evet, başarı kişiden kişiye değişiyor olsa da hiç değişmeyen gerçekler var.
Aylin Kurt’un işindeki başarısı da öyle tartışılmaz.
Evet demiştik “Kadınlar Günü”.
İş dünyasında yer alan Aylin Kurt,  hepimiz için iyi bir örnek. Yılmadan çalışan, hiç vazgeçmeyen, gününü gecesini işine ayıran, beraberinde gelen başarıyı ise özümseyen bir isim.  Kolay mı bir holdingi yönetmek.
Hiç sanmıyorum.
Demiştik ya,  güçlü kadınlar hayata yazar.
Tıpkı Aylin Kurt gibi…
Her ne kadar kendini saklayıp daha çok markası ve ürünleriyle ön planda olmayı arzulasa da. 
Şimdiden kutluyorum, 8  Mart Dünya Kadınlar Günü’nü.
Günümüz kutlu olsun. hep başarıyla hep sevgiyle kalın.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster