Mehmet Bingöl [email protected] Mehmet Bingöl

Kanunen kabul edilmeyen giderlerin vergi ve net kara etkisi

15 Nisan 2014, 12:39 ---

Kurumlar vergisi beyan dönemi Nisan ayına ait ikinci yazımız “kanunen kabul edilmeyen giderler” üzerine olacak.

Bir önceki yazımızda, kurumlar vergisinin hesaplandığı vergi matrahının tespitinde, şirket finansal tablolarındaki kara eklenen “kanunen kabul edilmeyen giderlerden” bahsetmiştik. Şimdi bu yazımızda bu konuya değinerek efektif vergi yüküne nasıl bir etkileme yaptığını göreceğiz.

Kanunen kabul edilmeyen giderler

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, gerek Kurumlar Vergisi Kanunu ve gerekse diğer mali mevzuat düzenlemelerinde mevcut olan birçok giderin indirim yapılması kabul edilmemektedir.

Gerçekten de mevzuatımızda kanunen kabul edilmeyen giderler çok geniş. Niçin kanun izin vermiyor? Bunu değerlendirmek gerekir. Acaba yasalarımız vergi ödeme alışkanlığı olmayan veya bu eğilimde olan mükellefler göz önünde bulundurularak mı hazırlanmış? Bu durumda yasalara uyan, vergi ödemeyi ciddi bir görev ve sorumluluk olarak algılayan mükellefler için fazladan vergi ödemek gibi bir sonuç ortaya çıkmıyor mu?

Oysa bu giderlerin çoğu kurumların faaliyetleri çerçevesinde yaptığı harcamalardır. Örneğin şirkete ait telefon faturaları masraf da, bu faturalarda yer alan özel iletişim vergisi masraf değil mi? Bunun gibi birçok örnek var:

-Şirket aktifinde yer alan ve şirket faaliyetinde kullanılan araçların Motorlu Taşıt Vergileri,

-İşle ilgili ödenen tazminatlar ve cezalar. Örneğin; Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi düzenleyici kurumlarca yapılan uygulamalar sebebiyle ödenen para cezaları,

-Kıdem tazminatı karşılığı,

-Garanti giderleri karşılığı,

-Sigorta şirketlerindeki bazı teknik karşılıklar (acente karşılığı ve devam eden riskler karşılığı),

-Bankalardaki kredi karşılıkları,

-Finansal kiralama ile faktöring şirketlerindeki donuk alacak karşılıkları,

-Vergi mevzuatı ile muhasebe standartları arasındaki değerleme farklılıkları,

-Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderler ve

Bunun gibi birçok gider unsuru şirketin bilanço karına eklenerek vergiye tabi tutulmaktadır.

Kanunen kabul edilmeyen giderlerin etkisi ve anlamı

Safi kurum kazancının (=vergi matrahı) tespitinde gider olarak kabul edilmeyen bu masraflar şirketlerin muhasebesinde gider yazılmakla birlikte kurumlar vergisi matrahının tespitinde “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider” olarak matraha eklenirler. Böylece, gider kabul edilmeyen tutar üzerinden %20 nispetinde ilave kurumlar vergisi ödenmiş olur. Bu sebeple muhasebeciler arasında bunlara “vergili gider” adı verilir.

Kanunen kabul edilmeyen giderlerin vergi etkisini daha iyi görebilmek için aşağıdaki basit örnekten faydalanabiliriz.

1.Kurum      2.Kurum

Hasılat ve Gelir toplamı                   :  1.000             1.000

Kabul Edilen/Edilmeyen Gider      :    500                            500

Vergi Öncesi Kar                          :    500              500

Vergi Matrahı                                               :    500                          1.000

Kurumlar Vergisi (%20)                        :    100               200

Vergi Sonrası Kar                                    :    400              300

Kar Dağıtım Stopajı                          :      60                               45

Dağıtılan Temettü                            :    340                             255

Toplam Vergi Yükü                     :   %32               %49

Yukarıdaki örnekten görüldüğü gibi vergi öncesi kazanç her iki kurumda da aynı olduğu halde ikinci kurumda ödenen vergi tutarı kanunen kabul edilmeyen giderlerin %20’si kadar daha fazla olmakta ve sonuçta vergi sonrası net kar rakamları farklılaşmaktadır. Başka bir deyişle, hasılat ve gider rakamları aynı olan iki şirketin finansal sonuçları, yani net karları farklı olmaktadır. Çünkü ilk şirketteki toplam vergi yükü %32 iken, diğer şirkette bu oran %49 olmaktadır (Toplam Vergi/V.Ö. Kar). Bu sonuç, her iki şirketin ortaklarına dağıtacağı temettü miktarını da farklı hale getirmektedir.

En çok vergiyi kurumsal firmalar ödüyor

Bir önceki yazımızda değinmiştik. İlk 100 şirket, nerdeyse toplam kurumlar vergisinin yarısını ödüyor.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı sitesindeki vergi istatistiklerine göre; 2012 yılında 662.000 adet vergi mükellefinden toplanan kurumlar vergisi rakamı 32,1 milyar TL ve bu verginin hemen hemen yarısı (14,5 milyar TL) Türkiye sıralamasındaki ilk 100 şirket tarafından ödeniyor. Bunların 22 tanesi banka ve ödedikleri toplam vergi de 9,1 milyar TL.

Görüldüğü üzere en çok vergiyi kurumsal firmalar ödüyor. Bu vergi rakamında hiç kuşkusuz ki; yukarıda belirttiğimiz kanunen kabul edilmeyen giderlerin etkisi de var.

Oysa şirketin faaliyeti ile ilgili olan masrafların ve diğer finansal  mevzuatlara uygun olarak ayrılan karşılıkların vergi mevzuatı açısından da kabul edilmesi gerekir. Bize göre, şirketten ortaklar tarafından çekilen veya ortaklara ait olup da şirkette gider kaydedilen harcamalar kanunen kabul edilmeyebilir. Bu doğrudur. Ayrıca örtülü sermaye, örtülü yoldan kazanç dağıtımı, transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç aktararak vergiyi azaltmak konuları da tamam. Zaten örtülü kazanç aktarımı yasağı Sermaye Piyasası mevzuatında da var ve çeşitli yaptırımlara tabi. Ancak işle veya faaliyetle ilgili olan, sonuçta öz sermayede azalış yaratan masrafların vergi mevzuatı açısından da kabul edilmesi çok doğal olmalıdır.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster