Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

İran Anlaşmasının Türkiye’ye Ekonomik Etkileri

29 Temmuz 2015, 10:08 ---

İran'la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (P5+1 ülkeleri) arasında nükleer müzakerelerde anlaşma sağlanmasından sonra bölgede Türkiye’nin sağlayabileceği kazançlar ve ortaya çıkabilecek yeni riskler değerlendirilmeye başlandı. BBVA tarafından yayınlanan araştırma raporunda anlaşmanın Türkiye’ye ekonomik ölçekte yeni kazanımlar sağlayacağı ancak jeopolitik olarak bölgede yeni tehditlerin  ortaya çıkabileceği belirtiliyor.

BBVA analistleri Alvaro Ortiz Vidal-Abarca ve Tomasa Rodrigo López tarafından hazırlanan raporda P5+1 ülkelerinin İran ile imzaladığı anlaşmanın uluslararası etkileri açısından özellikle Ortadoğu için bir dönüm noktası oluşturduğu ve net etkinin ise nükleer tırmanmayı önlemesi nedeniyle pozitif olduğu belirtiliyor. Türkiye açısından ortaya çıkan avantajlar ise şöyle sıralanıyor:

Enerji Kanalı

Türkiye’nin cari açığının başlıca nedeni olan enerji ithalatı faturasının   İran anlaşmasıyla birlikte hafifleyeceği öngörülüyor. İran  Türkiye’nin en fazla gaz ithal ettiği ikinci ülke konumunda bulunuyor. (2014 itibariyle boru hatlarıyla  toplam  gaz ithalatının %22’si) Türkiye halen İran’a en yüksek fiyat üzerinden fatura ödüyor ancak İran Türkiye’nin gaz talebini arttırması halinde fiyatta potansiyel indirimlerde bulunacağını belirtiyor. Bu durum Rusya ile yeni gaz boru hattının devreye girmesinden sonra daha da güçlenen bir seçenek olarak ortaya çıkabilir.

Petrol arzı açısından ise İran uygulanan ambargoya rağmen Türkiye’nin toplam petrol talebinin %26’sını karşılıyor. Ambargonun uygulanmasından sonra Türkiye’nin İran’dan enerji ithalatı önemli ölçüde düşerken aralarında Irak’ın da bulunduğu diğer ülkelere yönelmişti. Uzmanlar Türkiye’nin İran’dan ambargodan önce 2011’de 9,7 milyon ton olan enerji ithalatının ambargo sonrası büyük  ölçüde azalarak geçtiğimiz yıl 5,2 milyon tona kadar gerilediğini belirtiyor.

Türkiye’nin İran için dünyaya petrol ihracatı açısından hem enerji güvenliği hem de uygulanabilirlik açısından en uygun transit ülke olabileceği öngörülüyor. Geçiş ülkesi olmanın  Türkiye’nin enerji merkezi  olarak konumunu pekiştirirken iki ülke arasındaki  ilişkileri de boru hattı diplomasisi yoluyla güçlendirebileceği kaydediliyor. Bu senaryoya göre İran’ın Türkiye’nin güvenliği için  sürdürülebilir petrol akışının sağlanması açısından hayati bir önem taşıyacağı vurgulanıyor.

Potansiyel İhracat Pazarı

Anlaşmanın Türkiye’ye ticari hacminin artışı yoluyla da avantaj sağlaması bekleniyor. Türkiye İran’a ihracat yapan en önemli ülkelerden biriydi. Ancak ihracat hacmi ambargo nedeniyle ciddi ölçüde kısıtlanmıştı. Yaptırımların hafiflemesinin ticari ilişkilerin yeniden canlanmasına neden olması ve  2014 sonu itibariyle iki ülke arasında 13,7 milyar dolar olan ticaret hacminin 2016 sonunda 35 milyar doları geçmesi öngörülüyor. Halen Ankara ve İran arasında uygulanan Tercihli Ticaret Anlaşması’nın İran’a olan ticaret hacmini de –özellikle elektronik, ilaç, kozmetik, ağaç ürünleri ve mobilya otomotiv ve demir çelik ürünleri başta olmak üzere- artıracağı tahmin ediliyor.  İki ülke arasında turizm ve inşaat sektörlerinde de işbirliği öngörülüyor.

Jeopolitik Riskler

Nükleer anlaşmanın Türkiye’ye ekonomik olarak sağladığı avantajlara karşın iki ülkenin izlediği bölgesel politikalardaki farklılık bazı kaygılara neden oluyor. Raporda iki ülke arasındaki en büyük görüş ayrılıklarından birini Suriye savaşının oluşturduğu vurgulanıyor. İran Esad rejimini desteklemeye devam ederken Türkiye Esad iktidarda olduğu sürece uzun vadeli bir barışın hakim olamayacağını savunuyor.

Rapora göre anlaşma bölge için de önemli tehditleri barındırıyor. İran’ın Ortadoğu’da stratejik etkisini artırmaya ve kendi hegemonyasını kurmaya  yönelik hedeflerine dair bölgede artan bir huzursuzluk hüküm sürüyor. Bu kaygılar Türkiye için yeni jeostratejik kaygıları ortaya çıkarırken Ortadoğu politikasını yeniden şekillendirme ihtiyacını da doğurabilir. Ancak bu yeni durum Türkiye’nin bölgede İran’ın etkisini dengeleyici kilit ülke haline gelmesine de neden olabilir.

Sonuç olarak raporda P5+1 ülkeleri ile İran arasındaki anlaşmanın Türkiye için fırsatlar ve tehditler doğurabilecek yeni bir dönemi başlattığına dikkat çekiliyor. Bir yandan  ticari ilişkileri, yatırımları ve enerji akışını artırmak suretiyle  anlaşmanın önemli ekonomik kazanımlar doğurabileceği öngörülüyor. Ancak diğer taraftan  iki ülkenin Suriye konusundaki farklı jeopolitik bakış açıları nedeniyle bazı  yeni sorunların da çıkabileceği belirtiliyor. Bütün bunların ötesinde önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin bölgede İran’ı  dengeleyici önemli bir rol oynaması bekleniyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster