Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Güzel iş yapan ustadan, üstün beyaz...

09 Ocak 2017, 10:47 ---

Karla kaplı İstanbul’un soğuk günlerini sıcak tutacak bir “hikayesi”… Beyaz örtünün beyaz manzaralarının seyrinde, ışıltılı dünyanın parlaklığında “üstün beyaz” olarak adlandırılan pırlantanın ışıltısını taşımak istedim satırlara… Işıltılı dünyanın parlaklığında yeni yılın yeni başlangıçların en büyük öznesini Türkiye ile tanıştıran bir markanın kurucusu Kerim Güzeliş.

İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü'nü bitiren Ariş Pırlanta’nın kurucusu Güzeliş ile Cağaloğlu’ndaki ofisinde bir araya geliyoruz. 
Buralar bana hiç de yabancı değil çünkü uzun yıllar birlikte çalıştım.  Elbette “kuyumculuk’ değil halkla ilişkiler yaptım. 

O günden bugüne çok yıllar geçmiş.
Ara ara uğrayıp “acı kahvelerini” çok tattım.
Bugün ise gazeteci olarak ofisinde ağırlanıyorum. 
Kerim Bey,  her zamanki gibi ofisinde değil yine atölyede işin başında.  Asistanın telefonuyla ofisine geçiyor. 
Genel bir hoş beş sonrası hadi başlayalım diyor ve başlıyoruz sohbete.
Evet biliyorum işe nasıl başladığını ama sizler bilmiyorsunuz değil mi? 

Ve nasıl başladınız? Klasik soruyla açılış yapılması gerekiyor.  O halde başlayalım değil mi? 

“Dedemiz 1906 yılında Mardin’de açtığı dükkanında kuyumculuk yapıyor. Sonra babam bayrağı devralıyor. Ben ve kardeşlerim üçüncü nesil olarak mesleği devralıyoruz.  İşi mutfağında öğrendim. Önce çırak, sonra kalfa, sonra usta oldum. Ve 1984 yılında Ariş markası doğdu. Şimdi ise 4 kuşak mesleğe dahil oldular. Yarınlara markayı birlikte taşımak için çalışıyoruz. Kişisel ürüne, duygu ve hikayeler üzerine odaklanıyoruz. Çünkü istenen bu. Mücevheri satın almak isteyenler ürünün hikayesi, ne anlama geldiği, içeriğinin ne olduğuyla ilgileniyor. Biz de Ariş olarak çok farklı koleksiyonlar hazırlarken buradan yola çıkıyoruz.” 

Kerim Bey Ariş ismi nasıl oluştu? 

“Dedem Abdulkerim’in yaptığı işler çok beğeniliyor.  Güneydoğu Anadolu’dan çok müşterileri varmış. Ve o zamanlar herkesin bir lakabı varmış, dedemi de “Güzel iş yapan usta” diye çağırırlarmış. Soyadı kanunu çıktığında da Güzeliş soy ismini almışız.  Pırlanta işine başlamadan önce kuyumculuk dükkanımızın ismide “Güzeliş Kuyumcusu’ydu”. Markanın ilk temellerini atınca da pak iş, temiz iş anlamına gelen Ariş ismini seçtik.”

İş başında her daim heyacanlı her daim coşkuludur Kerim Bey. Yaptığı işi öylesi mutlulukla anlatır ki,  o sele siz de çok kolay kapılırsınız ve bir anda aynı çatının altında aynı pırlantayı işleyen ve üreten gibi hissetmeye başlarsınız kendinizi.  

Kahveler bir kez daha tazelenirken, Ariş’in yeni kataloğunu bana gösteriyor heyecanla. 

D Color Aklınız Kalır….

“Mücevherde renk unsuru son dönemde daha fazla tercih edilir olmasının nedeni, tüketicinin renkli pırlantaları keşfi ve beğenisinin bir neticesidir. Mutlak, beyaz pırlantaların yeri her zaman ayrıdır ancak son yıllarda siyah, sarı, konyak, yeşil, mavi gibi renkli pırlantalar da ilgi görüyor. Ariş, olarak bunların piyasaya sürümünde öncü olduk.  Siyah pırlantayla zıtlıktan doğan uyumu vurguladık. Renkli pırlantalar ise hayatın renkleri. Ancak altını çizmek istediğim asıl konu,  Pırlantada “üstün beyaz” olarak kabul edilen D Color pırlantayı da Türkiye bizimle tanıdı.  Dünyada ilk kez D Color  kampanyası yaparak onu ulaşılır kıldık. Sloganımız  D Color Aklınız Kalır.” 

Katalog sayfalarını dolaşırken, koleksiyonları tek tek vurguluyor Kerim Güzeliş. 

Ariş Pırlanta”nın en büyük farkındalıklarından biri de dünyada eşi benzeri olmayan koleksiyonlarınız. Bunların yaratım aşamasının bizzat başında olduğunuzu biliyorum. Bu süreci biraz aktarabilir misiniz? 

“Araştırma yapmayı çok severim. Ben bütün dinleri araştırdım, ruh bilimiyle ilgilendim. Ezotik bilgilerle haşır neşir oldum. Çalışmalarım hep onların yansımasıdır. Meleklerin Işığı koleksiyonunu yaptık mesela, meleklerin görevlerine göre oluşturduk koleksiyonu. En çok müjdeci Melek Cebrail satılıyor. Hep farklı koleksiyonlar tasarlamayı seviyorum. Anne çocuk koleksiyonumuz var,  çocuğunun ayak izi, dişi, saçı hepsi bu koleksiyonda yer alabiliyor.  Bunlar hepsi Ariş”e özel ve eşi benzeri olmayanlar. Hayvan dostları için özel tasarımlarımız var.  Yaprak koleksiyonumuz,  semboller koleksiyonumuz,  çakra, kalpler,  parmak izi gibi daha bir çok farkındalıklarımız var burada saymakla bitmez.”

Türkiye”nin ilk internet mağazasını biz açtık

Çalışmamız sırasında bir çok tasarımın fikir boyutunda hayata geçirme süreçlerine tanıklık etmenin büyük keyfiyle soruyorum,  Kerim Bey bu ürünlerin internette satma fikri nasıl oluşmuştu onu da aktarabilir misiniz. 

“Evet ya,  o başka bir maceraydı benim için.  Amerika’da bir kuyumcu mağazasındaydım, sohbete koyulduk ve pırlantayı internet üzerinden sattıklarını duydum. Bastım kahkahayı “nasıl olur ya, bu çorap mı? Nasıl satıyorsunuz” diye. “Çok ilgi ve var ve cok satılıyor, mağazadan bile daha çok iş yapıyoruz” deyince şaşkınlığım daha da arttı. Aklımın bir köşesine takıldı bu durum. Türkiye’ye dönünce bu işi yapacak kişi aramaya koyuldum. Nihayetinde bir arkadaş buldum. “Pırlantayı internet üzerinden satmayı istiyorum bunun için bir safya yapar mısınız?” dedim. Bu kez adam karşımda katıla katıla gülmeye başladı. “Pırlanatayı internetten satmak. Abicim buna para yatırma yazık günah. Olacak iş mi?“ diye konuştu.  
"Ya kardeşim istiyorum" diye direttim.  Neyse zorla da olsa sayfayı yaptırmayı başardım. O dönem bu fikrimi kimle paylaşsam, herkesten aşağı yukarı aynı tepkiyi aldım. Ama inat ettim ve bunu yaptım. Türkiye’nin ilk pırlanta mağazasını internette Ariş açmış oldu. Sonrası bir çok ülkeye bilgi aktarımında bulunduk bu işin öncülüğünü yapmanın getirisi olarak.  Yine sosyal medyayı da ilk kullanan markalardan biriyiz. Bugün de bu sahada takipçi sayımızla öncülüğümüz devam ediyor.”

Aaa diye duraksıyorum.  Kerim Bey bu hikayeyi bilmiyordum.  

"Evet ya zorla internet satışını başlattım. İş hayatı bir risk bunu göze almaksızın yol almak mümkün değil” diye de ekliyor ve şöyle konuşuyor.

"2003 yılında başarılı bir öngörüyle sektörümüzde yine bir ilke imza atarak online mücevher satış sitemizi kurduk. 2010 yılına kadar e-ticarette hemen hemen yalnız başımıza ilerledik. Son 3 yıldır pek çok firma konuya ağırlık verdi. Bu da doğal olarak hem e-ticaretin büyümesine hem de rekabetin artışına sebep oldu. Online ve mobilde dünyadaki yenilikleri takip ederek, kendimize uygun yenilikler geliştirerek, etkin kampanyalarla öncü olmaya devam ediyoruz. E-ticaret toplam satışlarımızın %2-3 gibi bir kısmını teşkil ediyor. Hedefimiz bu oranı %10’lara yükseltmek."

Ariş Pırlanta’nın şu anda ki durumu ve hedefleri neler? 

“Ariş Pırlanta, markanın sağlıklı ve iddialı büyüme hedefi doğrultusunda,  perakende ağını büyütmeyi hedefliyoruz.  Ariş’in yüzyılı aşkın bir zamandır mücevher sektöründe olması, onu yalnızca çok iyi bir tasarımcı ve üretici yapmıyor. Ariş, Türk insanının ve alışkanlıklarını da çok iyi sindirmiş ve bundan kendine has birikimler çıkarmış bir markadır. Bu itibarla markamızın kalitesini koruyabilen, ürün ve hizmet standardını sağlayabilen, müşteri memnuniyetini ciddiye alan, alanında donanımlı iş ortakları seçmeyi, güvenli ve istikrarlı iletişim kurmayı, franchising sisteminin sağlıklı ve verimli çalışması için temel unsur olarak görmekteyiz.” 

Yurtdışına açılmayı planlıyor musunuz?

“Nihayet bu konuda da adımlar atmaya başladık Almanya’da ilk mağazamızı aştık., Ariş olarak dünyada ik 10 marka arasında olmayı hedefledik. 2025’e kadar yurt dışında 10-20 mağazamız olsun istiyoruz. Bu rakam talebe ve ihtiyaca göre değişecektir. Özellikle seçkin cadde ve mekanlarda, uluslararası havalanlarında mağazalarımızla yer alalım istiyoruz.”

'Film çekmek istiyorum'

Zaman konuşurken su gibi akıp geçiyor, bu arada Kerim Bey'in de bir toplantıya yetişmesi gerekiyor. Birlikte ofisten ayrılırken, mutlaka giriş katındaki mağazaya uğrama geleneğini sürdürüyor Kerim Bey,  mağazadakiler yoğun bir tempo içinde, herkesi selamlıyorum.  

"Arabamı almadım ama metroyla bırakayım seni diyor” olur diyorum. 

Metroda konuşmayı sürdürüyoruz, “Kerim Bey siz çok kitap okursunuz peki kitap yazmayacak mısınız” diyorum. 

“O da planlarım arasında ama asıl film çekmek istiyorum. Yönetmen bile buldum çok görüşmelerimiz oldu. Ama zor iş bunlar yavaş yavaş.” 

Ne filmi çekeceksiniz diyorum.

"Yaşam, yaşanılanlar, pırlanta insanlar. Eyleme geçince yine konuşuruz”

“Hay aksi,  güzel bir konu güzel bir başlık ama detaylar başka bir sefere kalıyor. Çünkü ben  maalesef durağıma geliyorum.”

Yolda ofisime doğru yürürken yüzümde ve yüreğimde kocaman bir gülümseme büyütüyorum. İşini aşkla yapan Kerim Bey’i ve anlattıklarını düşünüyorum. Yıllar geçse de ışıltılı dünyanın farklı yansımasında yaşanılanlar sinema karelerini nasıl oluşturur bilmezinde yeni sorular büyütüyorum.  

Bakalım pırlanta perdede nasıl yerini alacak, birlikte göreceğiz.

Çok renkli olmak böyle olsa gerek.

Teşekkürler Kerim Bey, yansıttığınız ışığınız için.

Sevgiyle kalın...

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster