Nıver Lazoğlu [email protected] Nıver Lazoğlu

Erguvan sardı İstanbul sırtlarını, bahar geldi ya...

08 Mayıs 2017, 12:17 ---

Ani başlayan yağmurları,  toprak ıslatmakta.  Yağmur senfonisi dinletisinde, beklemedeyim. 

Kahvemi yudumlarken, bu haftaki konuğumda kapıda göründü. 

Moda Tasarımcısı Murat Günhan. 

Yoğunluğunun arasında vakit ayırmasından dolayı hoşnutum. 

İstanbul’un trafiği, İstanbul’un havası derken, güneş de yüzünü gösterdi. 

Havadan sudan muhabbet değil elbet konumuz, ama yine de sohbet öncesi ilk açılış cümleleri. 

O halde gelelim asıl konumuza değil mi? 

 

Murat Günhan kimdir? Bize kısaca bahsedebilir misiniz? 

“Çok eskilere mi gideceğiz şimdi.” 

Evet mümkünse.

Gülümsemeler büyütüyor yüzünde Murat Günhan ve başlıyor anlatmaya. 

“Sivas’da dünyaya gelmişiz. Dünyaya gelmişiz diyorum çünkü ikizim var. Babam bankacı ve annem öğretmendi, onlar çalışmak zorunda oldukları için bizleri anneannem büyütmüş. Türkiye’nin çeşitli illerinde ilk, orta ve lise tahsilini tamamladım. Üniversite sınavına girdim ve kazanamadım. Ama bu durum beni hiç üzmedi çünkü ben çoktan kararımı vermiştim. Moda tasarımcısı olacaktım. Ancak babam bu mesleğe onay vermiyordu. Hayat boyu zorlukları sevdim. Sanırım mücadele etmek ruhumda var. Neyse uzatmayayım, araştırmalarım sonucunda İstanbul’da moda eğitimi veren bir okul buldum. Annemle birlikte İstanbul’a geldim ve okula kaydımı yaptırdım.  Babamın bu durumdan haberi olmadan ben okuldan mezun oldum.”

İstanbul’un güneşi yağmuru uğurlamışken, hazır sohbette keyifli akarken, ikinci kahveler de söylendi. Araya bir de selfie attık. Yaşasın şeklindeki modumuzda ikinci sorumu soruyorum. 

Neden moda tasarımcısı olmak istediniz? 

“Aslında moda diye kendimi kısıtlamak istemiyorum. Sanat desek daha doğru. Küçükken kendimi  aile fertlerinden,  farklı olduğumu hissediyordum.  Kendimi keşfetmem zor olmadı. Annem çok güzel giyinirdi, aynı özeni bize de gösterirdi. Annem giydiği kıyafetlerde hep benden fikir alırdı. Zamanla bu konuda merakım artmaya başladı. Moda konusuyla ilgilenmeye başladım. Bu saha beni çok mutlu kılıyordu. Bugün geldiğim noktada en büyük etken sanırım annem diyebilirim.” 

Peki, okuldan sonra neler yaptınız? 

“Evet, istediğim moda tasarım eğitimini almış ve okulumu en iyi dereceyle bitirmiştim. Okul biter bitmez, büyük bir firmada tasarımcı olarak işe başladım ve benim için inanılmaz mutluluktu. Sevgi ve heyecanla çalışırken, öğrenme arzumun bitmediğini ve daha başka bilgiler alma ihtiyacını hissettim. Bu kez yurtdışında moda okulları araştırmaya koyuldum. Rakamlar inanılmaz yüksekti. Ardından çalışma esnasında yurtdışından teklif aldım. Hem de Karaipler’den. Oradaki markaya koleksiyonlar hazırlamaya başladım. Ve çok geçmeden bilinirliği artınca, istediğim hedefime ulaştım. Paris Esmod Moda Okulu’nda burslu öğrenci olmayı başardım. Ardından Paris’te çalışmalarımı sürdürdüm.  Ama İstanbul özlemi ağır bastı ve İstanbul’a geri döndüm.”

Ha bu arada meraktayım unutmadan sorayım babanız sonra bu durumu nasıl karşıladı? 

“Babam benle iki yıl hiç konuşmadı. Mezuniyet defilesi yaptım ve gazetelere çıktığımı görünce yumuşadı ve aradı tebrik etti. Ondan sonra da yaptığım işlerle gururlandı. Babam rahmetli oldu. O nedenle bu konuyu çok deşmek istemedim.” 

Başınız sağolsun nurlar içinde olsun. Hayat ve acımazsızlıkları diyelim. Anlıyorum diyebilirim. Üzgünüm. 

Serde gazetecilik var olunca merak da beraberinde geliyor. Konuyu yeniden modaya getirirsek, size nedir moda ve modacı? 

“Tüketimden başka bir şey değil moda. Her gün yenilen her gün değişen. Bu arada modacı tabirini sevmiyorum. Doğrusu moda tasarımcısı. Ve bunun doğuştan gelen bir yeti olduğuna inanıyorum. Bunun üstünü eğitimle taçlandırınca ortaya başarılı işler çıkıyor.”

Sizin en büyük farkındalığınız, sosyal projelere verdiğiniz desteklerle oluştu sanırım. 

Bu cümlem biter bitmez gözündeki ışıltı oluşuyor, öylesi heyecanla aktarımda bulunuyor ki. İşte o anı anlatmakta ve tarifte zorlanıyorum doğrusu. Yüreğiyle yaptığını dile getirmek ise  en ideali. 

Kahve fincanını elinden masaya bırakıyor ve coşkulu anlatıyor Murat Günhan.

“Kendi sahamda ilerlerken, muhtaç olan kişilere ulaşmak ve onlar için bir şeyler yapma arzusu duyuyordum. Zihinsel, bedensel engelli arkadaşlara yardım amaçlı bir defile gerçekleştirdim. İnanılmaz ses getirdi. Ama her şeyden öte onlara bir nebzede olsa yardım edebilmek en büyük gururum ve sevincim oldu. Bu başarılı organizasyon sonrası şehit aileleri için bir defile yaptık. O da inanılmaz başarılı geçti. Elim ve yüreğim yettiği müddet her daim bu projelerin için de var olacağım.”

Büyük organizasyonları gerçekleştirmek zor olmuyor mu? 

“Normalde bu tür defileler oldukça maliyetlidir. Ama sağolsunlar eş dost ve markalar büyük destek veriyorlar. Tüm çalıştığım modeller de bu bilinçte oldukları için ücretsiz podyuma çıkıyorlar. Elbette daha çok sponsor, daha çok yardım gerekiyor. Bu alanda yapılacak çok işler ve projeler var. Bir kişiye dahi olsa bir katkıda bulunmak inanılmaz büyük bir mutluluk. Bu arada Beşiktaş Belediyesi de bu konularda büyük destek oldu bizlere onlarada bu vesileyle bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bu yıl içinde üç tane daha yardım defilesi gerçekleştirmeyi planlıyorum.”

Pekala, defileler ve sosyal projeler dışında neler yapıyorsunuz? 

“Şu anda bir markanın tasarımcısı olarak çalışıyorum. Her yıl üç dört defile gerçekleştiriyorum. Murat Günhan imzalı kıyafetlerini hazırlıyorum. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında çalışmalara imza atıyorum. Şimdi 2018 kış koleksiyonu üzerinde çalışıyorum. Tekstil ülkemizde inanılmaz gelişti artık markalarımız yurtdışında bilinir hale geldi. Türk tasarımcılar çok yetenekli  ve çok güzel işlere imzalar atılıyor. Bunun bir parçası olmak için hiç durmaksızın çalışıyorum.”

Moda hepimizin vazgeçilmez bir parçası. Bu dünyanın için de farkındalığınızı ortaya koyabilmek zor olanı. Bunu nasıl başardınız dersem. Hemen arkasından ekleyeyim o halde bu sene değil de seneye ne çok moda. Bu ipucunu alabilir miyiz? 

“Yurtdışını çok fazla takip halindeyim, kadını kadın olarak yansıtmaya çalışan kıyafetler tasarlıyorum. Çok güzel kuplarla bedeni ortaya çıkaran tasarımlara imza atıyorum. Renklerde kırmızıyı çok kullanıyorum. Dikiş kalitesinden kumaş kalitesine kadar her çerçevede özenli çalışıyorum. Arkamda sağlam bir ekiple çalışıyorum. Hayallerimi askıya taşıyorum. 

2018 kışında rahat ve bol kesimlerle hardal, ördek başı yeşili, mürdüm, sıklamen ve siyah inanılmaz kadifeler elbiseler, etekler ağırlıkta olacak. Yüksek bel, korsajlı elbiseler dikkat çekecek.”

Murat Günhan logolu kıyafetleri taşıyanlar büyük ayrıcalıklı. Biz şimdilik konuşma ve paylaşma ayrıcalığını taşıyoruz. 

İstanbul’un yağmurla başlayan güneşle son bulan gününde konuğumla vedalaşıyorum. 

Moda olgusunda isim olmak, hayalleri çizgiye ardından kumaşa, sonra vitrinlere ulaştırmak doğrusu büyük hayranlık uyandırıyor. 

Kim bilir daha kimler var içimizde yaratıcılıklarını sınırsız sunan. 

Murat Günhan’ında söylediği gibi moda değil sanat.

Kimisi tuvalinde kimisi kaleminde kimisi kumaşında, kimisi fotoğraf karesinde, kimisi sesinde. 

Yeti herkese mahsus değil,  olanlara alkış tutmak gerekiyor. 

Bundan sonra daha çok karşımıza çıkacak bir tasarımcıyla buluşmanın keyfiyle. 

Hep modayla kalın….

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster