Mustafa A. Aysan [email protected] Mustafa A. Aysan

Ekonominin gidişi iyi değildir

12 Ağustos 2013, 11:22 ---

Bu günlerin bayramlaşma söyleşilerinde daha çok,  “Ekonomi nasıl gidiyor?” sorusuna yanıtlar arandı; ekonominin yakın geleceği konusu öne çıktı.  Tartışmalarda ekonominin yakın geleceği konusunda bazı kaygılı değerlendirmeler yapılıyor, yakın gelecekte geçimin zorlaşacağı, işlerin azalacağı, işsizliğin artacağı konusunda görüşler öne çıkıyordu.  Sorgulamalar artınca, konuyu inceleyerek size sunmanın yararlı olabileceğini, sizlerin de bu konuları öne almış olacağınızı düşündüm.

Bu söyleşilerde, son günlerin siyasal ve sosyal kaygı verici gelişmeleri ile üç seçimli 2014 yılına yaklaşırken, seçim sonuçlarını etkilemek için yapılabilecek ekonomik uygulama yanlışlarından duyulan korkuların da varlığı görülebilmekteydi.  Anlayabildiğim kadarıyla, Gezi Parkı eylemlerine hükümetin uyguladığı şiddetin, bu şiddetin Dünya Kamuoyunda yarattığı Türkiye değerlendirmelerinin, açıklanan Silivri Mahkemesi kararlarındaki ölçüsüzlüğün ve bu ölçüsüzlüğün siyasal baskılarla elde edilmiş olmasının ortaya çıkmış olmasının da bu duyguların yaygınlaşmasında önemli payları olmuştu.  Gelişen bu ortamın yarattığı kötümserliğin, ekonomik gidişi olumsuz etkileyeceği, uzun sürede sonuç verecek yatırım kararlarında yavaşlama ve hatta birçoklarını durdurma yönünde etki yapacağı beklentileri, artık yüksek sesle söylenmekteydi.  Bu gelişmelerle ilgili pek çok görüşleri dinledikten sonra, bu durumda sizlere yapabileceğim en iyi hizmetin, konu ile ilgili gerçeklerin araştırılması ve bu araştırma sonuçlarının size sunulması olacağı sonucuna ulaştım.  Konu ile ilgili ilk araştırmalarımın sonuçları iyi görüntüler vermiyor.

2013’ün ilk yarısında ekonomide alınan sonuçlar o kadar da kötü değildir:  Geçen yılın ayni dönemiyle kıyaslanınca ekonomimizin ilk altı ayda % 3-4 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir.  Banka kredileri ve kârları artmış, işsizlik % 9 oranında tutulabilmiştir.  İlk altı ayda artmış olmakla birlikte, dış ticaret ve ekonominin döviz açığı karşılanabilmiş, fabrikalarımızın ham madde ve makine/cihaz gerekleri karşılanabilmiştir.  Toplam tutarı artmakta olsa da vadesi gelen dış borçlarımız ödenebilmiş,   gerekli olanlar yenilenebilmiş, devlet gelir ve giderleri dengede tutulabilmiştir.  Bununla birlikte, bazı siyasal, sosyal ve ekonomik olaylar, ekonomik ufukta kara bulutların toplanmakta olduğunu göstermektedir; ekonomik ufkumuzu karartmaya başlamış bulunan bu kara bulutlar, şunlardır:

1-Tüketici enflasyonu hızlanmıştır:  Önceki yılın Aralık ayı ortalamasına kıyaslanınca, 2002’de % 29,7 artmış olan tüketici fiyatları genel indeksindeki yıllık artış hızı, 2005’te % 7,7’ye düşürülmüş iken, izleyen üç yılda sırasıyla % 9,7; % 8,4 ve % 10,6’ya kadar yeniden yükselmişti.  Alınan önlemler ve dünya  fiyatlarındaki düşüşlerin etkisiyle, 2009 ve 2010’da % 6,5’a düşmüş olsa da, 2011’de % 10,5’e yeniden yükselmiş, 2012’de yeniden % 6,2’ye düşmüştür.  2013’ün yarısında fiyatlar yeniden hız kazanmış ve Haziran ayları ortalamalarına göre % 8,8’e yeniden sıçramıştır.  Hızlanma, % 40 oranındadır (8,8-6,2/6,2=% 40).  Merkez Bankamızın başkanına göre yılın ikinci yarısında fiyat düşüşleri olacak ve yılsonu enflasyon hızı % 6,2’ye gerileyecektir.  Dilek özelliği taşıyan bu tahminin gerçekleşmeyeceği bu günden bellidir.  İkinci altı ayda bazı fiyatlarda düşmeler olsa da,  Aralık’ta bu oranın % 8’e yaklaşacağını sanıyorum.  Düşmeye yönelmişken enflasyonun, ısrarla yükselmeye yeniden başlaması, bazı uygulamalarımızın fiyat artışlarına neden olduğunu göstermektedir. 
2-Döviz (yabancı para) fiyatları da yükselme eğilimindedir:  Yılbaşından Haziran sonuna kadar ABD doları fiyatı, ortalama olarak 20 kuruş % 10 kadar artarak, 1,70 TL’den 1,90 TL’ na yükselmiştir.  TCMB, döviz varlıklarından, son iki ayda 10 milyar dolar satış yaparak ve borç verme faizini % 6,5’tan % 7,25’e yükselterek döviz fiyatlarındaki düşmeyi durdurmak istemiş, ama durduramamış; bu iki “fren” de gidişi yavaşlatamamıştır.
3-Ekonominin döviz açığı artmıştır:  2012 sonunda ekonomik büyüme hızının yıllık % 2,2’ye, kredi genişlemesinin de yıllık % 13’e düşürülmesi pahasına Milli Gelir’in % 6,1’i düzeyine indirilebilen ekonominin yabancı para (döviz) açığının 2013’ün ilk altı ayı sonunda yeniden %10’a yükselmiş olduğu tahmin edilmiştir.  Ekonomimizin uzun süreli dinamikleri, döviz açığımızı yukarıya itmektedir.  Ekonomimiz içindeki bu güçlü etki giderilmeden alınan yüzeysel önlemler, bu açık azaltılmadan alınan önlemlerin etkilerinin sınırlı kalmasına neden olmaktadır:  Ekonomimizin yarattığı mal ve hizmet dışsatım (ihracat) gelirleri, yaratılan dışalım (ithalat) gelirlerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.  Bu döviz açığını karşılamak için uygulanan açık kapama yolları döviz fiyatlarını yukarı itmekte ve bu koşullarda zorunlu olarak yükseltilen döviz fiyatları da toplum içindeki tüm fiyatları yükseltmekte ve enflasyon dediğimiz “canavar” la bizi yüz yüze getirmektedir; yani ekonomimizin temel eksiklerinden biri, iç tasarrufların eksik olmasıdır.
4-Ekonominin iç tasarrufları, 2013’ün ilk yarısında yapılan büyük tutarlı yatırımların gerektirdiği harcamaları karşılamakta yetersiz kalmıştır, sanıyorum.  Sanıyorum, çünkü yayımlanan tasarruflarla ilgili istatistiklerimiz, ancak böyle yapabilmemizi, bu sanının yıllar sonra kanıtlanabilmesini sağlıyor.

Benim sizler için çevirmeye çalıştığım “ekonomik dizi”, 2013’ün ilk yarısında da yineleniyor:  İç tasarruflardaki eksikler, ekonomi için yöneticilerimizin kurdukları hayalleri ve bu hayalleri gerçekleştirmek için yaptıkları harcamaları karşılamaya yetmiyor.  Bu yetersizlik de enflasyon yaratıyor.  Lütfen, filmi başa sarınız; dizinin başına dönerek, tasarruf açığı ile ilgili yazılara başvurunuz; bu konu burada bitirilemez.

En içten sağlık ve mutluluk dileklerimle…

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster