Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

ECB’nin parasal genişlemesi Euro Bölgesi ekonomisini iyileştirdi mi?

21 Eylül 2015, 12:26 ---

Avrupa Merkez Bankası (ECB)  ekonomik krizin yol açtığı hasarları gidermek için 2012’den beri parasal genişleme politikası yürütüyor. Bu programın Euro Bölgesi’ndeki etkileri ve başarıları  Natixis analisti Patrick Artus tarafından hazırlanan raporda ele alındı.

Euro Bölgesi krizinin başladığı 2012 yılından bu yana ECB Euro Bölgesi’nin parçalanmasını önlemek amacıyla “Ne gerekiyorsa yapılacak” açıklamasıyla birlikte geleneksel olmayan bir para politikası izliyor. Bu politika zor durumda olan ülke tahvillerinin satın alınması, parasal genişleme ve ileriye yönelik rehberlik (forward guidance-faiz oranlarını çok uzun süre düşük tutacağına dair taahhüt) uygulamalarını da içeriyordu.

Bu kapsamda geleneksel olmayan para politikasının Euro Bölgesi’ndeki etkileri incelendiğinde ilk olarak enflasyonu yeniden yükseltme hedefine hala ulaşılamadığı görülüyor. Buna gerekçe olarak ise Euro Bölgesi’nin yüksek işsizlik oranının ve ücretli çalışanların düşen pazarlık gücünün işçi ücretlerinde yavaş artışlara sebep olması ve küresel büyümenin yavaşlamasının emtia fiyatlarında düşmeye sebep olması gösteriliyor. Genişlemeci para politikası iş gücü piyasasının işleyişinde düzeltmeler yapmakta ya da emtia fiyatlarındaki düşmeye karşı güçsüz olduğu değerlendiriliyor.

Raporda para politikasının Euro Bölgesi’nde iç talebi canlandırmakta da başarılı olmadığı değerlendiriliyor. Faiz oranlarındaki düşmeye ve bankaların rezervlerindeki artışa rağmen özel sektöre borç verme oranının sadece çok ılımlı bir şekilde artış gösterdiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca varlık fiyatlarında (emlak, hisse senedi) pozitif servet etkisi yaratacak kalıcı bir artış olmadığı ve hisse senedi fiyatlarının 2015 yazında düştüğü de kaydediliyor.

ECB’nin uyguladığı para politikasının öncelikli başarısının ise hükümetlerin finanse edilmesinde sağlandığı ve bunun parasal genişleme, ülke tahvillerinin satın alınmasına başvurulma olasılığı ve zor zamanlarda müdahale etme vaadi yoluyla   elde edildiği kaydediliyor. Bu yol ile hükümetlerin borçlanma maliyetlerinin düştüğü ve ülke borç krizinin önlendiği de vurgulanıyor.

ECB’nin uyguladığı para politikası sonucu kaydedilen ikinci başarı olarak ise euro’nun değerindeki gerileme gösteriliyor. ECB’nin faiz oranlarını çok uzun süre düşük tutacağına yönelik taahhüdünün bir sonucu olarak euro’nun değer kaybettiği, bu durumun ihracatı körüklediği ve Euro Bölgesi’nde kar elde etme oranlarını arttırdığı vurgulanıyor.  

Sonuç olarak, ECB’nin uyguladığı geleneksel olmayan para politikasının başarısının karışık olduğu hükümetlerin finansmanı ve Euro Bölgesi’nin rekabet edebilirliğini arttırmaya yönelik destek sağladığı ancak iç talebi güçlendirmekte ve enflasyonu arttırmakta başarılı olamadığı belirtiliyor. Bu politika kapsamında elde edilen başarıların alınan risklere (finansal piyasaları istikrarsızlaştıracak ölçüde aşırı likiditenin verilmesi ve bu politikanın geri dönülemeyecek ölçüde riskli oluşu) değip değmediğinin ise sorgulanması gerekiyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster