Mehmet Bingöl [email protected] Mehmet Bingöl

Bankaların kanuni takip sonucunda edindikleri gayrimenkullerin satışında uygulanan vergi istisnaları

02 Ağustos 2017, 14:16 ---

  1. 1.KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN
  2.  

Bankalar, kredilerinden doğan alacaklarını tahsil edebilmek amacıyla icra dairelerinden satın almak veya kredi borçlusu ile anlaşmak suretiyle kredilerin teminatına almış oldukları veya borçlunun mülkiyetinde bulunan gayrimenkulleri veya şirket hisse senetlerini devralabilmektedirler.

Bir başka deyişle bankanın kanuni takip sürecindeki alacaklarından dolayı edinmiş oldukları gayrimenkuller ve diğer varlıklar, kredi tasfiyesinin bir sonucu olarak banka bilançosuna girmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5inci maddesinin (1) no.lu fıkrasının (f) bendine göre;

“Bankalara borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara veya bu Fona devrinden sağlanan hâsılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75'lik kısmı”

Kurumlar Vergisi’nden istisna tutulmuştur. Buradaki “banka” kavramından, 5411 sayılı Bankacılık Kanununa tabi bankaların anlaşılması gerekmektedir.

Bahse konu istisna hükmüne ilişkin olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.7.2 no.lu bölümünde yapılan açıklamalara aşağıda yer verilmiştir[1]:

“Bankaların, kanuni takibe alınmış alacakları nedeniyle iktisap ettikleri taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışından doğan kazançların ise %75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

“Bankaların bu şekilde iktisap ettikleri söz konusu kıymetlerin satışında da iki tam yıl süreyle aktifte bulundurma şartı olmadığı gibi kazancın belli bir süreyle özel bir fon hesabında tutulma şartı da bulunmamaktadır.”

Görüldüğü gibi bankaların bu şekilde edindiği aktiflerin satışında istisna uygulaması için 5’inci maddenin (1) no.lu fıkrasının (e) bendinden farklı olarak;

-“Satış tarihi öncesinden iki tam yıl süre ile elinde bulundurma/malik olmak”

-“Banka bilançosunda 5 yıl boyunca özel fon hesabında tutulma”

-“Satış bedelinin iki yıl içinde tahsil edilmesi”

Şartları aranmamaktadır.

Dolayısıyla, bankaların kanuni takibe alınmış alacakları nedeniyle iktisap ettikleri taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının vadeli satılması durumunda da, iki yıl sonra tahsil edilecek bedeller istisna kapsamında değerlendirilecektir [2].

Ayrıca, 5 yıl boyunca özel fon hesabında tutulma şartı bulunmadığı için kurumlar vergisinden istisna tutulan %75’lik satış kazancı kısmı dönem karının bir unsuru olarak istendiği zaman ortaklara kar payı olarak dağıtılabilecektir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5'inci maddesinin (1) no.lu fıkrasının (f) bendindeki vergi istisnasının, Kanun’un 5’inci maddenin (1) no.lu fıkrasının (e) bendinden farklı olarak düzenlenmesiyle Bankacılık Mevzuatına da bir anlamda uyum sağlanmış olmaktadır.

Zira Bankaların müşterilerinden kredi alacakları dolayısıyla iktisap ettikleri gayrimenkuller ve diğer sabit kıymetler prensip olarak ilk fırsatta satışa konu edilmektedir. Bankacılık Kanunu çerçevesinde, alacaklardan dolayı edinmek zorunda kalınan varlıkların prensip olarak üç yıl içinde elden çıkarılması gerekmektedir. Burada amaç, banka bilançosunun likiditesinin korunması, aktif kalitesinin bozulmasının önüne geçilmesi olmaktadır.

  1. 2.DAMGA VERGİSİ AÇISINDAN


Mevzuatımıza göre; Kurumlar Vergisi satış kazancı istisnası uygulanan satış işlemi ile ilgili düzenlenen kâğıtlar vergiden istisnadır. Madde metni aşağıdaki gibidir:

“35. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı (=İştirak Veya Gayrimenkul Satış Kazancı KV İstisnası) bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar.”

Bu çerçevede, banka tarafından satışı yapılan iştirak hissesi ve gayrimenkuller ile ilgili olarak düzenlenen cayma akçesi de içeren ön sözleşmeler, satış vaadi ve satış sözleşmeleri ile bu çerçevedeki diğer kağıtlar için Damga Vergisi ödenmesi söz konusu değildir. Bu amaçla yapılan sözleşmeler Damga Vergisi’nden istisnadır.

Dolayısıyla muhtelif alıcılarla yapılan ancak daha sonra satışın gerçekleşmediği (Örn. Alıcının cayması sebebiyle) işleme ait kâğıtlar da vergiden istisnadır. Satış sürecinin ilk aşamasında düzenlenen bu sözleşmeler ile satışın gerçekleştirilmesi amaçlanır. Daha ilk safhada satıcının gereksiz yere vergi ödemesi engellenerek Damga Vergisi istisnası tanınmış ve böylece muhtelif alıcılarla satış görüşmeleri ve işlemlerine geçilmesi sağlanmıştır. Öte yandan bu safhada (ilk sözleşmenin imza tarihinde), satışın sonradan şu ya da bu nedenle gerçekleşmeyeceği bilinemez. Bu sebeple o aşamada Damga Vergisi istisnası da uygulanır. Çünkü vergiyi doğuran olay kâğıtların imza tarihidir. Yoksa her hâlükârda başlangıçta vergiyi öde, sonra satış gerçekleşip Kurumlar Vergisi istisnası uyguladığında da bu tutarı Vergi Dairesi’nden iade talep et” şeklinde bir uygulama vergi mevzuatına uygun değildir.

Damga Vergisi istisna için Kanun’un aradığı şart; satışın gerçekleşmesi ve bankanın da kazanç elde ederek kurumlar vergisi istisnası uygulamaya hak kazanması ve yıllık beyannamesinde de Kurumlar Vergisi istisnasını uygulamasıdır.

Sonuçta söz konusu gayrimenkul başka bir kişiye satılsa dahi Kurumlar Vergisi Kanunu’ndaki istisnadan yararlanılmış olması halinde, bu gayrimenkulün satışı amacıyla düzenlenmiş olan tüm sözleşmeler Damga Vergisi’nden istisnadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki; bu şekilde geri ödenmeyen krediye (alacağa) mahsuben satın alınan gayrimenkullerin bir an önce satılıp nakde dönüştürülmesi ve böylece kredinin geri tahsili çerçevesinde düzenlenen sözleşmeler, Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 sayılı Tablo’nun IV-Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kâğıtlar Bölümü’ndeki 23. Maddesi açısından da vergiden istisnadır. Yapılan satış dolayısıyla kazanılan nakit, donuk kredinin tahsili anlamına gelir.

Çünkü bankalar halktan mevduat toplar ve bunu ihtiyacı olan ticaret ve sanayi erbabına kredi olarak verir. Bu çerçevede kredilerin vadesi geldiğinde tahsili çok önemlidir. Zaten bu amaçla Damga Vergisi Kanunu’nun 2 sayılı Tablosunun IV-23. Maddesi ile kredi verilmesi ve geri ödenmesi işlemleri Damga Vergisi’nden istisna edilmiştir:

“23. Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına, geri ödenmelerine, devrine ve krediden doğan alacakların temlikine ilişkin kâğıtlar ile bu kâğıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç)”

  1. 3.BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ AÇISINDAN


Yukarıdaki bölümlerde ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/e ve 5/f maddesine göre, bankalarca satış konusu olan gayrimenkul veya iştirak hisselerinden doğan karın % 75’i kurumlar vergisinden istisna, %25’i ise kurumlar vergisine tabidir.

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) yönünden ise Gider Vergileri Kanunu’nun 29/v maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 1/(5) maddeleri uyarınca gayrimenkul veya iştirak hissesi satış kazancının tamamı (%100) için Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi istisnası vardır.

Bu sebeple satış işlemi nedeniyle bankaların lehine kalan paralar üzerinden herhangi bir Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ödenmez[4] [5].

Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi istisnası, bankanın bu satış işleminde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/e ve 5/f maddesine göre “Kurumlar Vergisi İstisnası” uygulamasına bağlıdır. Bu durumda satış kazancı ile ilgili Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan şartların ihlal edilmesi halinde zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır ve ceza uygulanmak suretiyle tahsil edilir. Bu prensip, aynı zamanda BSMV istisnası nedeniyle tahsil edilmemiş olan vergiler için de geçerlidir. Çünkü BSMV istisnası imkânı, bir önceki bölümde bahsettiğimiz Damga Vergisi gibi, Kurumlar Vergisi istisnası uygulamasına bağlı bir işlemdir[6].

[1] Gelir İdaresi Başkanlığı, 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, Bölüm: 5.7.2, http://www.gib.gov.tr

[2] Gelir İdaresi Başkanlığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, 20/02/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-5/1-f-47 sayılı mukteza

[3] 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 2 Sayılı Tablo, IV-Madde:35

[4] JPA Arkan&Ergin YMM A.Ş., 03.09.2007 tarih ve 2007/9 sayılı BFS Sirküleri, www.jpatr.com

[5] Maliye Bakanlığı GİB, 16.01.2007 tarih ve 5601-1389 sayılı mukteza

[6] Gökhan Kayar, Vergi Dünyası Dergisi, Hesap Uzmanları Derneği Yayını, Ocak/2015, Sayı: 401

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Derya ardıç [email protected]03 Ekim 2017 22:36

    Merhabalar acil yorumunuza ihtiyacım var bankadan akbank ihtiyac kredilerinden 7 adet 2300 tl kkdf tutarı kesinti yaptı hakem heyetine başvurdum lehime sonuçlandı banka mahkemeye itirazda bulundu davayı kaybederdiyim boşuna avukat parası ödemeyeyim ne önerirsiniz

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster