Mustafa A. Aysan [email protected] Mustafa A. Aysan

Bankaları eleştirmenin dayanılmaz hafifliği

27 Ağustos 2013, 13:23 ---

Bankalarımızı ve bankacılık sistemimizi eleştirmek, konuyla ilgilenen siyasetçilerimiz arasında günün modası halini aldı.  Yayın organlarında Tüketicilerin ve Tüketici Dernekleri’nin, bakanlardan ya da milletvekillerinden birinin, bankalarımızı eleştirmedikleri günlerimizin sayısı giderek çok azalmıştır.   Bankalar faiz lobiciliği yapmak, müşterilerinden haksız kazançlar sağlamak, müşterilerini banka hizmetlerinden kullanmaya, çalışanlarını ücretsiz fazla mesai yapmaya zorlamak, fazla mesai ücretini çalışanlarına ödememek, atılgan (agresif) reklam kampanyaları ile müşterilerini kredi kartı, ya da kredili mevduat hesapları gibi müşteriye maliyeti yüksek hizmetlerden kullanmaya zorlamak, müşterilerine haber vermeden ya da onların onayını almadan onlara sigorta hizmetleri satmak gibi,  eylemlerle suçlanmaktadırlar.  Tüketici haklarını savunan birçok köşe yazarı da eleştirilere katılarak bankaların müşterilerine ve çalışanlarına uygulamakta oldukları yöntemleri haksız ve yersiz bulduklarını söylemektedirler.   Bu eleştirilere katılan bazı hukukçularımızın banka müşterilerinden bazılarına yol göstererek onların müşterisi oldukları bankaları dava etmelerine yardımcı oldukları olayların sayısı da gittikçe artmaktadır.

Geçen yıl Rekabet Üst Kurulu’nun rekabete aykırı davranışları yüzünden hemen bankalarımızın tümünü suçlayarak, yüksek tutarlı cezalarla bankaları cezalandırdıkları ve bu cezaların önemli tutarlara ulaşan büyük bölümünü de tahsil ettikleri de görülmüştür.  Bankaların bu uygulamanın haksızlığı konusundaki yakınmaları da gazetelere ve öteki yayın organlarına yansımıştır.

Tüm bu eleştiri ve yakınmaları, belirli örnekleriyle buraya yansıtma olanağı yoktur.  Bununla birlikte, burada özetlediğimiz suçlama ve tartışma konularının sistemimize zararlı sonuçlar vermeye başladığını söylemeli ve bu zararları en aza indirmek için önlemler almaya başlamanın gerekli olduğunu belirtmeliyiz.     

Bazı kamu görevlileri ile siyasetçilerin, tüketicilerin ve Tüketici Dernekleri’nin şikâyetlerinden etkilenen bankalarımızı denetlemekle görevli kurumlar, eleştiri konularında önlem almaya ve bankaların uymak zorunda bulundukları bazı kuralları değiştirmeye başlamışlardır.   Kredi kartları kredileri ile kredili mevduat hesaplarının yarattığı kredilere uygulanacak faiz ve komisyon tavan fiyatları bu nitelikte kararlardır.

Başka bir deyişle, her zaman yapıldığı gibi bu uygulamalar, daha çok, yetkili kamu görevlilerinin fiyat tespiti çabalarını tetiklemiş ve uzun sürede para piyasası koşullarını olumsuz etkileyecek bir sonuca ulaşmıştır; hatta bu uygulamalardan bazıları, para piyasamızın son yıllarda ulaştığı dünya çapındaki başarılarını kısıtlayacak ölçülerde bazı sonuçlar da yaratmıştır.  Banka hizmet ve komisyonları ile bazı masraf karşılıklarının müşteriden alınması biçiminde uygulanan bankacılığın “faiz dışı gelirleri” işlem fiyatlarının, düzenleyici kurul ve görevli kamu kurumları tarafından konulacak tavan fiyatları (narhlar) ile sınırlaması uygulaması, bunlardan biridir.  Şimdiden, kredi kartlarından alınan kart ücretlerinin kısıtlanması, bu krediler ile kredili mevduat hesaplarına uygulanmakta olan yüksek faiz oranlarının düzenleyen kamu kuruluşlarınca tavan fiyatları ile kısıtlanması, bu tür zarar verici uygulamaların başlangıcıdır.  Bu uygulamaların, banka hizmetlerinin fiyatlarını oluşturan faizlere konulmaya başlanan “tavan fiyatlarıyla” kontrol edilmeye başlanması, bu kontrolden beklenen yararların (bu hizmetlerin müşterilere daha düşük fiyatlarla sağlanması) tam tersi sonuçlar vermesi de beklenmelidir.  Bu küçük ölçekteki faiz ve komisyon tespiti uygulamalarını, uzun yılların çalışmaları sonucunda elde edilen “serbest faiz rejiminin” genel çerçevesi içinde değerlendirilmesi gereklidir.  Bu çerçevede serbest faiz rejiminin küçük parçalarını “güdümlü” hale getirmenin sakıncaları da değerlendirilmelidir.  Hiç olmazsa eski  “azami (en yüksek) faiz hadleri”nin devlet organlarınca tespiti uygulamaları ile sistemimize ve para piyasası uygulamalarımıza verilen zararların yeniden anımsanması gereklidir.     

Geçmişte başvurulmuş birçok örneğinde görüldüğü gibi, pazardaki rekabet koşullarına bırakılması gereken bazı fiyatların kamu görevlilerince konulabilecek tavan fiyatları ile kontrol edilmeye çalışılması konusunda ülkemizin sayısız uygulamaları vardır ve bu uygulamaların hiç biri (yeniden ve altı kalın çizgilerle çizilerek, HİÇ BİRİ), başarılı olamamıştır.  Böyle olduğu için de bankacılık alanında yeniden ortaya çıkmış olan bu eğilim, hemen durdurulmalıdır.  Bu alanda yapılabilecek en iyi kontrolün, o alandaki rekabetin serbestçe yapılabilmesi koşullarını yaratmaktır; iyi yöntemlerle yapılabilecek bir araştırmanın bu alanda alınması gereken önlemlerle ilgili çok iyi sonuçlar vereceği kuşkusuzdur.

Fiyatlara konan tavan fiyatları ile yapılan uygulamalarımızın en ünlüsü geçmişte uygulanan yerli otomobil fiyatları ile otobüs ve şehir-içi ve şehirlerarası yük ve yolcu taşımalarına uygulanan merkezden fiyat tespiti uygulamalarıdır.  Uzun yıllar uygulamalarının yarattığı çarpıklıklar nedeniyle ekonomimizde büyümeyi sınırlayan bu uygulamalar, zararları nedeniyle ortadan kaldırılmışlar ve bu yoldan yaratılan serbest rekabet ortamının bu iş dallarında yarattığı büyük gelişmeler, şimdi gözle görülebilecek kadar açıktır.  Bu örneklerden yararlanılarak, serbest rekabetin kontrol edebileceği bazı fiyatların merkezdeki düzenleyici kamu kuruluşlarınca tespiti uygulamalarına başlanmadan önce çok düşünülmeli ve bunlardan uzak durulmalıdır.

Kredi kartları ve kredili mevduat hesapları kullanılarak müşterilere sağlanan kredilerin fiyatlarını merkezden kontrol etmenin, serbest rekabet koşullarını iyileştirmekten başka yolu yoktur; bu alanda yapılan çalışmalar ve ulaşılan uygulamalar, yeniden gözden geçirilmelidir.  Bu alanlarda uygulanacak fiyatların (faiz ve komisyonların) hizmetin maliyetleri ve bu alandaki müşteri talebinin şiddetine göre serbest pazarda (para piyasasında) oluşmasına izin vermekten başka çare olmadığı kabul edilmeli ve bu alanda başlamış olan uygulama düzeltilmelidir.

Hizmetlerin bu özelliklerini en iyi bilen bankalarımızın ve bankacılarımızın da uygulamalarını serbest rekabetin en iyi biçimde sağlanması yönünde çalışmaları da zorunludur.  Gelecek yazıda bu konuyu ele alacağız.            

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster