AB’nin enerji piyasalarında 2015 beklentileri
Petrol fiyatlarında, yaz başından beri yaşanan düşüş trendi sonucu 2008’deki küresel krizden bu yana görülen en düşük seviyeler gözleniyor. Brent cinsinden petrolün varil fiyatı yıl ortasından bu yana yaklaşık %40’a yakın gerilerken, OPEC ülkelerinin geçtiğimiz hafta yaptıkları toplantıdan günlük 30 milyon varil tutarındaki arzı kısmaya yönelik bir karar çıkmaması sonucu sert düşüş daha büyük bir ivme kazandı. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin ne kadar süreceği ve 2015 yılındaki olası ekonomik etkileri konusunda çok çeşitli senaryolar üretilmeye devam ediliyor.
Fiyatlarda oynaklık devam edecek mi?
Bu kapsamda, Avrupa Parlamentosu Kıdemli Ekonomisti Dirk Verbeken tarafından hazırlanan “Enerji Fiyatlarında Son Trendler” adlı raporda enerji fiyatlarındaki düşüşe ilişkin gözlemler ve bu trend doğrultusunda 2015 beklentileri ele alınıyor. Raporda, geçtiğimiz yıllarda enerji fiyatlarının yapısal, ekonomik ve politik nedenlerle daha volatil bir hale geldiği ve bu çerçevede, zayıf talep ve yüksek arz nedeniyle 2014’ün ortasından beri ham petrol fiyatlarının euro cinsinden %20’den fazla düşüş gösterdiği belirtiliyor. Petrol üretiminde yüksek arz sürprizinin, Ortadoğu’da ve Ukrayna’da yaşanan gerginliğin yarattığı kesintileri fazlasıyla telafi ettiği gözlenirken, piyasa dinamiklerinin (yapısal arz fazlasının) önümüzdeki iki ila üç yıllık dönem boyunca da sürmesi bekleniyor
Rapora göre, kısa dönemde bir çok analistte fiyatların yukarı gitmeyeceği beklentisi hakim bulunuyor. Algılanan riskler halen aşağı yönlü bulunuyor, çünkü OPEC henüz piyasaları yatıştırmak için arzda kesinti yapmaya hazır değil. Bu tutum OPEC’in piyasadaki değişikliklere çok hızlı cevap vermeme genel politikasından, ayrıca S.Arabistan’ın üretimi azaltmama ve piyasa payını koruma arzusundan kaynaklanıyor. Aşağı yönlü risklerin bir kısmı da OPEC’in arzda kesinti yapmasına gerek kalmadan önce ABD petrol üretiminin yavaşlayacağı beklentisinden kaynaklanıyor. Talepteki büyüme oldukça cansız seyrediyor ve 2014 için günlük 0,8 milyon varil düzeyindeki talebin 2015’te –aşırı arzı dengeleyemeyecek ölçüde—günlük 1,1 milyon varil olması bekleniyor.
Raporda, arz fazlasının ve fiyatlardaki çöküşün başlamasına öncülük eden Libya’daki üretimin uzun bir süre daha dengesiz seyredeceği öngörülüyor. ABD’de kaya gazından petrol üretiminin ve yatırımlarının, hızla düşen petrol fiyatlarına tepkisinin yavaş olacağı tahmin ediliyor. Başlangıçtaki fiyat düşmesinden sonra arzda oluşan tepki, 2012 yılında doğal gaz fiyatları son 10 yılın en düşük seviyesine gerilediğinde yaşananlara benzer bir seyir gösterdi: yatırımlarda ve harcamalarda azalma ancak üretimde kesinti olmaması. Bunun yanı sıra, son çalışmalarda ABD petrol üretimindeki başa baş (breakeven: maliyetin hasılata eşit olduğu nokta) fiyatının düştüğü ve şu andaki mevcut piyasa fiyatının da altında olduğu ileri sürülüyor. Küresel petrol piyasalarındaki bu birbirine ters etkiler nedeniyle fiyatlardaki oynaklığın geçmiş yıllara oranla gelecekte daha da yüksek olabileceği tahmin ediliyor
Küresel ekonomi nasıl etkilenecek
Düşük fiyatların 2015 ve 2016’da halen düşük enflasyon ve cansız ekonomik büyüme kıskacındaki Avrupa’da ekonomik büyümeyi ve petrol talebini canlandırması bekleniyor. Ancak düşük petrol fiyatları AB’de GSMH’yı olumlu etkilerken, hissedilen deflasyonist baskıyı arttırıyor. Milli gelirdeki pozitif katkı olumlu karşılanırken, hedeflenen %2 oranının yıllardır oldukça altında seyreden düşük enflasyona baskının bu şekilde artması endişeleri arttırıyor. Petrol fiyatlarındaki daha büyük düşme riskinin Avrupa Merkez Bankası’nın parasal politikayı normalleştirme yönünde zamanında harekete geçmesini engellemesi bekleniyor.
Küresel bazda, son düşüş trendinin petrol üreticilerinden petrol tüketicilerine büyük bir gelir/servet transferi yapması bekleniyor. Bu transferin küresel ekonomiye olumlu katkı yapacağına ilişkin inancın iki temel nedeni bulunuyor: Öncelikle petrol tüketicilerinin küresel Gayrisafi Hasılada petrol üreticilerine göre daha büyük ağırlığı bulunuyor. İkinci olarak da petrol ithal eden ülkeler, ihracatçı ülkelere göre başlarına konan “talih kuşunun” daha büyük bir kısmını harcamaya eğilimli oluyor. Petrol ve türev ürünlerin (benzin, dizel, jet yakıtı ve elektrik vs.) fiyatlarındaki düşme, tüketicilerin ve işletmelerin satın alma gücünü arttırıyor. Örneğin ABD’de benzinin pompa fiyatında son aylardaki düşme 80 milyar dolar tutarında vergi iadesine eşdeğer görülüyor. Düşük petrol fiyatlarının olumlu etkisinin en fazla vergilerin ve sübvansiyonların düşük olduğu ABD gibi ülkelerde hissedileceği bekleniyor.
AB’de büyümeye olumlu katkı
Raporda, petrol fiyatlarının büyümeye olan pozitif etkisinin Avrupa’dan çok ABD ve Asya’da hissedilebileceği vurgulanıyor. Benzindeki verginin daha yüksek olduğu Avrupa ve sübvansiyonların bir hayli cömert olduğu gelişmekte olan ülkelerde tüketicilerin ve işletmelerin gelirindeki artışın oransal olarak daha düşük olacağı öngörülüyor. Avrupa’da petrol fiyatlarındaki düşüşün vergi oranlarındaki artışla etkisiz hale getirildiğine dikkat çekiliyor. Fiyatların gelecek yılda bu seviyelerde seyretmesi halinde büyümeye katkının önemli düzeyde olması ve Batı Avrupa AB üyesi devletlerde %0,2 ve Orta Avrupa AB devletlerinde ise %0,5 oranında GSMH artışı bekleniyor.
Rapora göre fiyatlardaki düşüşün petrol ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilerken, en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Rusya’nın büyümesinde %1 oranında düşüş yaşanması bekleniyor. Başlıca yarar sağlayan ülkelerin dünyanın en büyük ekonomileri olmaları sebebiyle, petrol fiyatlarındaki gerilemenin küresel büyümeye yıllık %0,2 ile %0,4 arasında net pozitif katkıda bulunması bekleniyor.
Ayrıca, genel beklentide doğal gaz, kömür, elektrik ve petrol ürünleri fiyatlarının az ya da çok petrol fiyatlarına paralel seyretmesinin beklendiği ancak hem AB üyesi ülkeler hem de emtialar arasında fiyatlar yönünden büyük farklılıkların gözlendiği vurgulanıyor. Petrol ve buna bağlı olarak doğal gaz fiyatlarındaki düşüşün fosil yakıtların tüketimini teşvik ettiği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin daha maliyetli hale geldiği de vurgulanıyor.
Petrol fiyatlarındaki gerilemenin, ABD’nin parasal genişleme programını sona erdirdiği ve faiz artışına yönelik geri sayımın hızlandığı bir dönemde durgunluk tehlikesi yaşayan küresel ekonomi için pozitif bir katkı sağlaması öngörülüyor. Özellikle fiyatlardaki düşmenin AB’de büyümeye net olumlu katkıda bulunmasıyla birlikte resesyon riskine ilişkin endişeleri bir parçada olsa hafifletmesi bekleniyor.
-
22 Ağustos 2023, Salı
Roma umudun tecrübeye zaferidir
Devamını Oku -
11 Temmuz 2023, Salı
Bosna-Hersek Türk yatırımcıları bekliyor
Devamını Oku -
20 Haziran 2022, Pazartesi
ABD’de 2022 sonuna kadar ekonomik beklentiler
Devamını Oku -
18 Mayıs 2022, Çarşamba
Ukrayna savaşı AB ekonomisini nasıl etkiliyor? Petrol ambargosu uygulanacak mı?
Devamını Oku -
26 Ocak 2022, Çarşamba
Ukrayna’da savaş çıkar mı? Ekonomik ve siyasi sonuçları ne olur?
Devamını Oku -
05 Ocak 2022, Çarşamba
Omikron varyantı Avrupa için bir tehdit mi?
Devamını Oku - 16 Aralık 2021, Perşembe Devamını Oku
-
09 Şubat 2021, Salı
ECB üye ülkelerin borcunu silebilir mi?
Devamını Oku - 04 Şubat 2021, Perşembe Devamını Oku
-
01 Şubat 2021, Pazartesi
Avrupa’da tünelin ucunda ışık göründü mü?
Devamını Oku
- BANKA HİSSELERİ
-
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
- BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
-
Basın Daveti
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği
06 Şubat 2020, 09:30
Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
- Tüm Etkinlikleri Göster