Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

AB’nin enerji arzı ne kadar güvenli?

11 Aralık 2014, 11:14 ---

Rusya Devlet Başkanı Putin’in geçtiğimiz hafta Türkiye ziyaretinde, Ukrayna’yı saf dışı bırakarak Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya doğal gaz taşıyacak olan Güney Akım projesini iptal ettiğini açıklaması Avrupa’nın enerji arzının güvenliğine ilişkin endişeleri gündeme taşıdı. Dünyanın en büyük enerji ithalatçısı olan ve tükettiği enerjinin %53’ünü ithal eden AB’nin enerji kaynaklarının arzının ne derece güvenli ve çeşitli olduğuna ilişkin artan sorulara Avrupa Parlamentosu ekonomistleri tarafından hazırlanan hizmete özel raporda cevap aranıyor.

AB’nin gaz arzı güvenli ve çeşitli mi?

Avrupa Parlamentosu raporuna göre, Avrupa’da yerel fosil yakıt tüketimi –özellikle Danimarka ve Hollanda’da- düşmeye devam ettikçe, gaz ithalatının 2020 ve 2030 arasındaki dönemde artmaya devam edeceği öngörülüyor. AB’nin gaz arzının güvenliğine ilişkin algının ve politikaların, 2009’da Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan ve AB’ye gaz arzında kesintilere yol açan krizde değiştiği belirtiliyor. Bu yıl yeniden yaşanan Rusya-Ukrayna gerginliğinin AB’nin gaz ithalatının yaklaşık %15’inin Ukrayna üzerinden sağlanması nedeniyle kış boyunca Avrupa’nın gaz güvenliğini yeniden gündeme getirdiği vurgulanıyor.

Bu doğrultuda, 30 Ekim 2014’te AB Komisyonu’nun aracılığıyla Rusya ve Ukrayna arasında kış boyunca Avrupa’ya gaz arzının sağlanması için anlaşma sağlandığına dikkat çekiliyor. Rapora göre, AB 2009 krizi sonrası doğal gaz için acil durum politikalarında  reform gerçekleştirdi ve   yeni doğalgaz boru hatları, daha fazla LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalatı ve artan gaz depolama kapasitesi yoluyla kısa dönemde arz kesintilerine karşı dayanıklılığını yükseltti. Avrupa’da depolama merkezlerinde gaz rezervleri 2014-15 kışı için tarihi yüksek seviyelerde bulunuyor. Bu nedenle kısa dönemli gaz kesintilerine karşın AB’nin doğal gaz arzı dayanıklılığı kısmen gelişmiş olarak değerlendiriliyor.

Gaz arzında mevcut sorunlar

i) Gaz piyasalarında tüm ara bağlantı merkezleri arasında birbirine ters yönde gaz akışı mevcut bulunmuyor ve ülkelerin sınırları arasında LNG’ye ve gaz depolama merkezlerine ulaşım engelleniyor. Bir çok ara bağlantı  merkezinin kapasitesi  mevcut kontratlardaki uzun dönemli rezervasyonlar nedeniyle şimdiden dolmuş bulunuyor.

ii) Yeni LNG terminallerindeki yatırımlara karşın, AB hala özellikle Rusya’dan boru hattıyla yapılan gaz ithalatına bağımlı bulunuyor. Slovakya ve Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu altı AB üyesi tüm gazını Rus devlet şirketi Gazprom’dan sağlıyor.  AB’nin 2013’te toplam gaz tüketimi 541 milyar metreküpe ulaşırken bunun 161,5 milyar metreküpü –yaklaşık %30’u- Gazprom tarafından sağlandı. Rusya’nın toplam gaz arzı içindeki payı ihracattaki artış ve durgunlaşan Avrupa iç talebi nedeniyle bir yıl içinde  %26’dan %30’a yükseldi.

Arzı çeşitlendirmek için hayati öneme sahip olan LNG ithalatında ise 2014 yılında rekor düşük seviyelere -2010 yılının yarı seviyesine-  inildi. Raporda, bu gerilemenin sebebi olarak küresel LNG yatırımlarındaki gerileme, güçlü Asya doğal gaz talebi, bu talebin ithalat fiyatlarını yukarı iterek gaz arzını Asya’ya yönlendirmesi ve Kuzey Afrika’dan tedarik imkanlarının elverişsiz hale gelmesi gösteriliyor.

 (iii) Rapora göre özellikle Danimarka ve Hollanda başta olmak üzere yerli gaz üretiminde hızlı bir düşüş gözleniyor. Bu durum sonucunda Hollanda’da üretimin kapasitesi düşerken, kısa dönemde arzda dayanıklılık azalıyor. Ancak, orta vadede geleneksel olmayan kaynaklardan yerel gaz üretimindeki artışın üye devletlerin enerji güvenliği amaçlarını karşılamada yardımcı olabileceği belirtiliyor. “Dünya Enerji Görünümü 2012- Gazın Altın Çağı” raporuna göre, Avrupa’da geleneksel olmayan gaz rezervlerinden 2030’da yıllık 80 milyar metreküpe ulaşan düzeyde gaz üretilebilecek. AB’nin 2012 gaz talebi ise 477 milyar metreküp düzeyindeydi. Birçok Avrupa devletinin çevresel kaygılarla kaya gazının araştırılması ve üretimini yasaklaması nedeniyle, AB’de geleneksel olmayan kaynaklardan gaz üretiminin pratikte 80 milyar metreküpün üzerine çıkamayacağı öngörülüyor. Ancak, AB’nin bu alanda  Kuzey Amerika’nın  artan tecrübesiyle birlikte gelişen teknolojik inovasyon ve çevre performansını kullanabileceğine ve paylaşabileceğine de dikkat çekiliyor.

Gaz arzında yeni politikalar

Rapora göre,  AB Rusya’dan boru hatlarıyla doğal gaz ithalatına yakın gelecekte de bağımlı kalmaya devam edecek ve bu nedenle arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve uluslararası işbirliği gereksinimi ön plana çıkıyor. Bu gereksinimler doğrultusunda, özellikle tek tedarikçiye ya da tek gaz rotasına bağımlı ülkeler için gaz kaynaklarının çeşitlendirilmesi birincil öncelik olarak beliriyor. Bağımlılığın azaltılması farklı sektörler arasında işbirliğini ve ortak eylemleri gerektiriyor: Gaz piyasalarını liberalleştirmek, AB’deki doğal gaz üretimi potansiyelini yeniden değerlendirmek, düşük karbon teknolojilerini ve yenilenebilir enerjiyi yayarak gazın rolünü azaltmak ve enerji verimliliğini arttırmak vb.

Bu kapsamda, LNG ithalatı da AB için gaz kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından hayati bir önem taşıyor. Gaz piyasalarının entegrasyonunun sağlanmasıyla AB’nin mevcut LNG ithalat kapasitesinin etkin kullanımını temin edebileceği öngörülüyor. AB’nin uluslararası işbirliğini arttırması ve üretici, transit ve tüketici bölgelerle diyalog içerisinde kalarak değişen küresel piyasalara hızla uyum sağlaması tavsiyesinde de bulunuluyor.

Petrol arzı ne kadar güvenli?

Rapora göre AB’nin yerel petrol üretimi hızla düşüyor. Geçtiğimiz on yıllık dönemde petrol üretiminde –toplam talepteki gerilemeyi aşan bir oranda- %50’den fazla  gerileme gözlendi.  AB, petrol ürünlerinin –özellikle dizel ve kerosen gibi- ithalatına artan bir şekilde bağımlı hale gelirken petrolü rafine etme kapasitesi ise geriliyor. Raporda, AB’nin ham petrol işleme kapasitesinin 2008’den beri %8 oranında azaldığına ve 15 rafinerinin kapandığına dikkat çekiliyor.

Bu gelişmeler, AB’nin küresel petrol üreticilerinin arz kesintilerine karşı duyarlılığını arttırıyor. Ayrıca, AB’nin ham petrol arzının üçte birlik bölümü de Rusya tarafından boru hattıyla temin ediliyor ve bazı üyelerin bu ithalata bağımlılığı da oldukça yüksek düzeyde bulunuyor.  Bu çerçevede, petrol güvenliğine ilişkin endişeleri azaltmak amacıyla AB’nin petrol acil durum politikalarını yenilediği ve Uluslararası Enerji Ajansı ile işbirliği içerisine girdiği de belirtiliyor.

Bu kapsamda, AB’nin geçmişten aldığı derslerle kısa dönemli gaz ve petrol arzı kesintilerine karşı daha hazırlıklı ve dayanıklı olduğu gözleniyor.  Ancak uzun vadede enerji kaynaklarının güvenliğinin sağlanması için kaynakların çeşitlendirilmesine, ciddi piyasa reformlarına ve uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyuluyor. Yakın gelecekte enerji arzının güvenliği AB için öncelik taşıyan gündem maddesi olmaya devam edecek gibi görünüyor. 

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster