Dursun Akbulut [email protected] Dursun Akbulut

500 sanayi şirketinin kârlılığı, faaliyet dışı kârlılığa mı bağlıdır?

14 Ağustos 2013, 10:42 ---

İstanbul Sanayi Odası'nın Sanayi Dergisi, Ağustos ayı sayısında Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile ilgili bilgilere yer verdi.

Bu kuruluşlarla ilgili olarak kaynak yapısı, finansal oranlar, karlılık oranları, net katma değerin faktör gelirleri dağılımı ve üretim ve faaliyet dışı gelirleri ile ilgili olarak önemli istatistikler yayınlandı. Bu istatistiklerle ilgili olarak yapılan en fazla yorumlar; 2012 yılında faaliyet dışı gelirlerinin, bir önceki yıla göre yüzde 95 oranında artışla toplam net kar içindeki payının yüzde 39.3’e ulaşmasına ait yorumlardı. Birçok yorumcu Türk sanayisinin faaliyet dışı gelirlerle ayakta kalabildiğini bu gelirlerin azalması halinde Türk sanayisini zor günlerin beklediği belirtmiştir. Acaba gerçek bu mudur? Bu yorumlar işin detayına girilmeden kağıt üzerinde mevcut istatistiki verilerin yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.

İşin detayına girildiğinde gerçeğin biraz farklı olduğu görülmektedir. Faaliyet dışı gelirlerin önemli bir bölümü kur farkı gelirlerinden oluşmaktadır. Döviz kurlarının sürekli artış gösterdiği yıllarda brüt faaliyet karı artmakta kur farkı gelirleri azalmakta hatta negatif olmaktadır. Ancak döviz kurlarının düştüğü yıllarda brüt faaliyet karı azalmakta ancak kur farkı gelirleri artmaktadır. Nitekim 2011 yılında döviz kurları sene başına göre önemli ölçüde artış göstermiş ve 500 Büyük Sanayi şirketinin faaliyet dışı gelirleri bir önceki seneye göre yüzde 28 oranında azalmış ve bir önceki sene (2010 yılı) toplam net kar içindeki yüzde 34 oranındaki payı yüzde 23’e gerilemiştir.

Diğer taraftan 2012 yılında döviz kurları sene başına göre daha düşük gerçekleştiği için faaliyet dışı gelirler 2011 yılına göre yüzde 95 oranında artmış ve toplam net kar içindeki payı yüzde 39’a ulaşmıştır. Burada brüt satış geliri ile dolayısıyla brüt faaliyet gelirleri ile kur farkı gelirleri arasında geçişme mevcuttur. Şöyleki; sanayi şirketleri hammaddelerini ağırlıklı olarak  yurt dışından veya yurt içinden döviz karşılığı veya dövize endeksli olarak satın almaktadırlar ve yurt içi satışlarını da fiyatlara mümkün olduğu kadar kurdaki değişiklikleri yansıtmaktadırlar veya döviz cinsinden yapılan satışlarda ise kur artışı otomotik olarak satış fiyatına yasımaktadır. Bu durumda kurların sürekli artış gösterdiği yıllarda stoklara bir önceki ayda giren hammade düşük kurdan girmekte satışta ise yeni kura göre fiyatlama yapmaktadır. Bu durumda brüt satış karı dolayısıyla brüt faaliyet karı artmaktadır. Diğer taraftan kurların sürekli düştüğü dönemlerde bir önceki ay yüksek kurla stoklara giren hammade bir sonraki ay işlenip satıldığında satış fiyatı kurdaki azalışa göre ayarlanmakta ve brüt satış karı azalış göstermektedir. Eğer şirketler stok finansmanını yabancı para cinsinden yapmışlarsa kurdaki artıştan doğan zarar  brüt satış karından karşılanacak, kurlardaki azalış nedeniyle brüt faaliyet karındaki azalış kur farkı gelirlerinden karşılanacaktır.

Türk sanayi şirketleride ağırlıklı olarak finansal risk yönetimini bu şekilde yapmaktadırlar ve bu da yayınlanan raporda görülebilmektedir. Türk sanayinin gerçek faaliyet  karlılığı yabancı para cinsinden düzenlenecek bilanço ve kar/zarar yöntemiyle belirlenebilir. Dolayısyla rakamlara bakarak yorum yapmak çok doğru bir yaklaşım olmamaktadır.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster